Okurumuz Zeynep ARI’nın bize gönderdiği soruyu kısaca özetleyelim. “Sayın Celal Bey, 25.02.1961 doğumluyum. 1977-1980 yıllarından 1093 gün yurtdışı borçlanmasını ödedim. 2007-2009 arasında isteğe bağlı sigorta olarak 690 günüm var. 01.09.2009’dan bu yana bir SSK’lı işte çalışıyorum. Şu ana kadar 356 gün prim ödemem bulunuyor. Türkiye’de SGK’ya müracaatım 10.08.2006’dır. 1981 ve 1986 doğumlu 2 çocuğum için doğum parası 1440 gün ödeyeceğim. Ne zaman emekli olabilirim? SGK’ya son müracaatımda, 23 Mayıs 2011 tarihine kadar 3600 gün ve 56 yaş üzerinden emekli olursun dediler. Son 3.5 yıl SSK’da bizzat çalışması gerekliliği geçerli mi? Eğer doğum borçlanması ödersem emeklilik yaşım 56’dan 52’ye iner mi?”
KARMAŞIK MEVZUAT
Zeynep Hanım’ın sorusu, son dönemlerde iyice karmaşıklaşan sosyal güvenlik mevzuatının bir çok boyutunu ilgilendiriyor. Kısacası örnek bir soru. Konunun ilk yönü sigortalılık başlangıcına ilişkin. Kendisi Türkiye’de ilk defa 10.08.2006 tarihi itibariyle sigortalı olmuş. Ancak 1977-1980 döneminde yurtdışında geçen 1093 günlük hizmetini de burada borçlanma yaparak, sigortalılık süresine saydırmış. Yurtdışı borçlanması yapan sigortalılarda, sigortalılık başlangıç tarihi borçlanma süresi kadar geriye çekilir. Dolayısıyla Zeynep Hanım’ın sigortalılık başlangıcı yaklaşık üç yıl geriye gidip; 2003 yılına inmiş olur. Emeklilik koşullarını da bu tarih baz alınarak belirlemek gerekecektir. Bir başka anlatımla Zeynep Hanım 08.09.1999 tarihinde yürürlüğe giren 4447 sayılı kanuna da tabi olmuştur. Söz konusu 4447 sayılı kanun emeklilik yaşlarıyla ilgili halen uygulamadaki hükümleri içeren kanundur. Kanuna göre 08.09.1999 tarihi bir milat kabul edilmiştir. Bu tarihten önce sigortalı olanlara, sigortalı başlangıç tarihine göre kademeli yaş koşulları uygulanırken; 08.09.1999 tarihinden sonra sigortalı olanlar için ise tek hüküm uygulaması vardır.
7 BİN GÜN ZORUNLU
4447 sayılı kanuna göre 08.09.1999 tarihinden sonra sigortalı olanların tam emekliliğinde kadınlarda 58, erkeklerde ise 60 yaşını doldurmaları ve en az 7000 gün prim gün sayısına ulaşmaları zorunludur. Kısmi emeklilikte ise yine kadınlarda 58, erkeklerde 60 yaşını doldurmaları yanında, en az 25 yıllık sigortalılık süresi ve en az 5400 gün prim ödeme süresine ulaşmaları gereklidir. Dolayısıyla Zeynep Hanım’ın kendisine söylenildiği gibi, 3600 gün üzerinden emekli olma imkanı söz konusu değil. Okurlarımız zaman zaman bu konuya değiniyorlar. SGK’nın herhangi bir birimine başvuruda bulunduklarında, özellikle şifahi görüşmeler yoluyla bilgi edinmek istediklerinde, çeşitli nedenlerle sağlıklı ya da doyurucu bilgi alamadıkları oluyor. Bazen vatandaşlar gerekli bilgileri eksik verebiliyor.Bazen de verilen bilgiler, sistemetik olmadığı için karışıklığa yol açıyor. Burada da tahminimce, Zeynep Hanım’ın 1977-1980 devresi yurtdışı çalışması karışıklığa yol açmıştır. Kimi zaman da görüştükleri personel, o konunun tam yetkilisi olmayabiliyor. Ancak Kuruma yapılan yazılı müracaatlarda kesinlikle doğru bilgilendirme yapılıyor. O nedenle SGK’ya yaptığınız başvuruların yazılı olmasına dikkat etmenizi tavsiye ederim.
Doğumlara ilişkin borçlanma yapamıyor
Zeynep Hanım’ın borçlanma yoluyla 2006 yılından 2003 yılına inen sigortalılık başlangıç tarihi, beraberinde bir başka sorunu da getiriyor. Kuruma yapacağı doğum borçlanması talebinin, SGK’nın doğum borçlanmasıyla ilgili mevcut uygulamasına göre reddedilmesini gerektiriyor. Çünkü daha önce de bu konuya değinmiştik. Son Kurum genelgesine göre, kadın sigortalıların ancak sigortalılık başlangıç tarihinden sonra yaptıkları ve yapacakları doğumlara ilişkin borçlanma yapmaları mümkün. İlk defa sigortalı olunan tarihten önceki doğumlara ilişkin borçlanma yapılmasına ise imkan yok. Bu durumda Zeynep Hanım’ın, ancak 2003 yılına kadar çekilebilen sigortalılık tescil tarihinden önce, 1981 ve 1986 tarihlerinde yaptığı doğumlara ilişkin borçlanma talebinin kabulüne imkan yok. Bu yönde talebinizin Kurumca reddedilmesine hiç şaşırmamalısınız. Doğum borçlanması talebinizin kabulü için doğum borçlanmasındaki Kurum uygulamasının tamemen değişmesi gerekir. Kısacası sigortalı olunan tarihten önce ya da sonra yapılan tüm doğumlara borçlanma hakkı verilmeli. Bunun için de Kurumun bu konudaki yaklaşımından vazgeçmesi ya da siyasi otoritenin bu konuda net tavır koyarak kanun değişikliğine gitmesi gerekecektir. Zaten doğum borçlanması daha çok su götürecek bir uygulama. Çok sayıda sigortalı konuyu tekrar yargıya taşıyacaktır.
BİR YOL DAHA VAR
Zeynep Hanım’ın önünde tercih edeceği bir yol daha var. Eğer yurtdışı çalışması Türkiye ile sosyal güvenlik sözleşmesi olan bir ülkede(örneğin Almanya, Fransa, Hollanda gibi daha çok Avrupa ülkeleri) geçmişse bu yolu tercih edebilir. Türkiye ile sosyal güvenlik anlaşması olan bu ülkelerdeki sigortalı olarak çalışmaya başladıkları tarihin, burada da sigortalılık başlangıç tarihi olarak kabul edilmesi için yargı yoluna başvurabilir. Bu konuda geçmişte Yargıtay’ın sigortalılar lehine verdikleri bazı kararlar mevcut. Bu kararlar sosyal güvenlik kurumlarının henüz birleştirilmediği döneme ait. Yabancı ülkede sigortalı olunan tarih, sanki Türkiye’de Bağ-Kur ya da Emekli Sandığı’na tabi olarak çalışmaya başlanılan tarih gibi kabul edilmekte. Yargıtay kararlarında gerekçe olarak, bu ülkelerle yapılan sosyal güvenlik anlaşmalarının TBMM’nin onayına sunularak yürürülüğe girmesini esas almaktadır. Dolayısıyla, sosyal güvenlik anlaşması yapılan ülkelerin sosyal sigorta kurumları da kanunla kurulmuş sosyal güvenlik kurumu olarak kabul edilmektedir. Bu kurumlara tabi olunan tarih de 2829 sayılı Hizmet Birleştirme Kanunu’na göre ilk defa sigortalı olunan tarih olarak esas alınmakta. Bunun için davanızı açacak avukatınızın titiz bir araştırma yapması ve örnek kararlar bularak sizin savunma kurgunuzu buna uygun kurması gerekecektir. Çünkü bu dava kazanılması garanti bir dava olmayacaktır.
AVANTAJ KAZANABİLİR
Zeynep Hanım, doğum borçlanması hakkı kazanıp, borçlanabilirse, en az dört yıllık hizmet kazanacağı gibi, emeklilik açısından 4447 sayılı kanun hükümlerinden de kurtularak 08.09.1999 tarihi öncesinin avantajlı şartlarıyla emekli olabilecektir. Örneğin 3600 günden emekli olabilir. Fakat arada isteğe bağlı ödemeleri nedeniyle 4/b (eski Bağ-Kur)sigortalılığı da olacağı için son yedi yıl (son 2520 günde) en azından 1260 gün 4/a (eski SSK) statüsünde fiilen çalışması gerekecektir.
Kaynak Celal KAPAN /Yeni Asır/20.10.2010