6111 sayılı Torba Kanunun 53. maddesi aynı anda birden fazla statüye tabi olarak çalışma halinde hangisinin geçerli olacağına dair kuralları yeniden belirledi. Buna göre, aynı anda 4/c statüsüne tabi olarak çalışmanın söz konusu olduğu her türlü çakışma durumunda, 4/c statüsünden sigortalılığının geçerli olacağı kuralı aynen korunmakta. Değişen, 4/a ve 4/b statüsüne tabi olarak çakışma halinde, önceliğin 4/a statüsüne geçmesi. Hatta bu durumlarda 4/b statüsünden sigortalılık durdurulmakta ve 4/a statüsünden sigortalılık zorunlu olarak uygulanmakta. Anlattığımız bu değişiklik sosyal güvenliğin kuruluşundan beri geçerli olan “teklik” ilkesini değiştirmiyor. Hatta tam tersi “sosyal güvenlikte teklik” ilkesini daha da vurgulamış oluyor.
Buna rağmen geçtiğimiz günlerde kamuoyuna SGK’dan, çifte emeklilik aylığı alınabilmenin yolu açıldığı yönünde haber ve yorumlar yansıdı. Bu yanlış bilgilendirmenin kaynağı, 5510 sayılı kanunun 53. maddesinde, 6111 sayılı Torba Kanunun 33. maddesiyle yapılan değişikliğin yanlış yorumlanması oldu. Sözünü ettiğimiz değişiklik, bir başka işyerinde çalışmaya başlayarak 4/a statüsünden sigortalı olan ve bu nedenle 4/b staüsünden sigortalılığı durdurulanlara yeni bir imkan da sunmaktaydı.
İLAVE PRİM
Torba Kanundaki söz konusu değişiklik, 4/a statüsünden sigortalı olduğu için 4/b statüsünden sigortalılığı durdurulanlara, istemeleri halinde, 4/b statüsünden prim ödemeye devam edebilme hakkı da vermekteydi. Sigortalı, yazılı istekte bulunursa, prime esas kazanç alt ve üst sınırları içinde olmak kaydıyla, 4/b statüsünden de prim ödeyebilecek. Peki bu primleri ödemesinin kendisine ne gibi faydası olacak. Yatıracağı bu primler işkazası ve meslek hastalığı sigortası açısından 4/b sigortalılık statüsünde kabul edilecek. Ancak diğer kısa vadeli sigorta kolları (hastalık ve analık) ile uzun vadeli sigorta kolları (emeklilik) bakımından bu primler, 4/a statüsünden sigortalılık olarak değerlendirilecek. İlk bakışta biraz karışık gibi görünmekle birlikte, bu değişikliğin anlamını kısaca özetleyelim.
Sigortalının, işvereni tarafından yatırılan prime ilave olarak, durdurulan 4/b statüsünden yatıracağı primler, ileride emekli aylığı bağlanırken veya hastalık halinde istirahat parası hesaplanırken ortalama aylık kazanç hesabına dahil edilecek. Diğer ifadeyle, kişinin aylık prime esas kazanç tutarı artacağı için, kendisine daha yüksek emekli aylığı bağlanması söz konusu olabilecek.
Zaman zaman üzerinde durduğumuz bir konu var. Emekli aylıklarının hesaplanmasında 08.09.1999 tarih 4447 sayılı kanunla çok farklı bir sistem getirildi. Bu tarihten önce SSK’nın gösterge, Bağ-Kur’un ise basamak sistemi vardı. Gerçi o yıllarda ülkemiz ekonomisi sürekli yüksek enflasyon yaşamaktaydı. Enflasyonist yapı, önceden yapılan hesapları çoğu kez alt üst ediyordu. İşte SSK’nın gösterge ve Bağ-Kur’un basamak sistemi de zaman zaman yapılan müdahalelere rağmen emeklilerin, uzun vadede yaşam standartlarını garanti altına alabilecek bir güvence getirmiyordu. Fakat yine de emekli aylığı hesaplamasında, halk dilindeki “ne kadar ekmek o kadar köfte” kuralı geçerliydi.
YÜKSEK AYLIK
Ne kadar yüksek göstergeden veya basamaktan prim yatırırsanız, emekli aylığınız o kadar yüksek bağlanıyordu. En azından tüm emekliler içerisindeki seviyenizi sürekli koruyabiliyordunuz. Fakat 4447 sayılı kanunla getirilen sistem kazanç ortalamasına ağırlık vermekte. Prim gün sayısı gibi diğer faktörleri ikinci plana atmakta. Bu nedenle hesaplama sistemi kazançları asgari ücret seviyelerinden bildirilen sigortalıların aleyhine işlemekte. Örneğin en düşük 4/a sigortalı aylığı geçen yıl ortalama 650-TL olurken bu yıl bağlanan en düşük aylık 620-TL civarına düştü. Kazançları asgari ücret seviyesinden olanlarda, yıllık 25 lira civarında bir kayıp söz konusu. Bu kaybı telafi edip, kazançlı duruma gelebilmeniz için aylık prime esas kazanç tutarınızın en azından asgari ücretin üç katı civarında olması gerekiyor.
ASGARİ ÜCRET
Bu aylık hesaplama sisteminin sıkıntıları gün geçtikçe daha da belirginleşmekte. İleride bu konunun daha fazla tartışılacağını ve çözüm yolları aranacağını düşünüyoruz. İşte yukarıda açıkladığımız 5510 sayılı kanunun 53. maddesinde, Torba Kanunun 33. maddesiyle gerçekleştirilen değişiklik de çalışanlara bu yönüyle bir imkan sağlamakta. Şirket ortaklığınız ya da bağımsız diğer ticari veya tarımsal faliyetinizden dolayı 4/b sigortalısı iken, bir başka işyerinde de hizmet akdiyle çalışmaya başladınız. 4/b sigortalığınız durdurulup 4/a statüsünden işveren tarafından sigortalı bildiriminiz yapılmaya başlanacak.
Baktınız ki işyerindeki çalışma karşılığı aldığınız ücret, asgari ücretin üç katının altında bir seviyede.
Primlerinizin bu kazanç tutarından yatırılması ileride bağlanacak emekli aylığınızı düşürücü etkisi olacak. Bu durumda SGK’ya yazılı başvuruda bulunarak, asgari ücretin altında kalmamak kaydıyla, 4/b statüsünden ilave prim yatırarak aylık ortalama kazanç tutarınızı arttırabileceksiniz. Bu noktada akla şöyle bir soru gelebilir. Bu imkandan yararlananların sayısı kaç kişi olur.
Özellikle 6111 sayılı kanunla daha yeni bir yapılandırma uygulamasından çıktığımızı; bu yapılandırmadan daha çok da 4/b statüsünden sigortalı olanların yararlanmak istediğini düşündüğümüzde, bu imkandan yararlananların sayısının çok da fazla olmayacağını söylemek kahinlik olmaz.
HUKUKİ DURUM
Ayrıca bu değişikliğin, 4447 sayılı kanunla getirilen ve yukarıda açıkladığımız gibi, düşük kazançlardan prim yatıranların emekli aylıklarını zaman içerisinde daha da düşüren hesaplama sisteminin olumsuzluklarını tek başına çözmesi mümkün değil. Bu değişiklik sadece, geleceğini biraz daha fazla düşünen, ilave prim yatırma imkanı bulunan ve hukuki durumu da buna uyan kişilere sağlanmış bir ayrıcalık ölçüsünde.
Ayrıca, SGK’ya durdurulan 4/b statüsünden ilave prim yatırmak için yazılı başvuruda bulunan kişilerin, taahhüt ettiği primleri ait olduğu dönemi izleyen ayın sonuna kadar yatırmaları gerekmekte. Hemen ekleyelim eğer taahhüt edilen prim, bu tarihe kadar yatırılmazsa sigortalının bu hakkı düşecek.
Kısacası ilave prim ödeme taahhüdünde bulunup da bazı aylar yatıramayan sigortalının korkmasına gerek yok. Çünkü zaman içerisinde borçlarının birikmesi diye bir husus söz konusu olmayacak.
Celal KAPAN /Yeni ASIR/12.8.2011