“İçtihat Metni”
Davacı, davalılardan işverene ait işyerinde 01.04.1995-Nisan 2004 tarihleri arası çalıştığının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi O…
….. B…
….. tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillere hükmün dayandığı kanuni gerektirici nedenlere göre davalıların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine,
2-Dava, davacının 1.4.1995- Nisan 2004 tarihleri arasında davalı Belediye ye ait işyerinde kesintisiz olarak çalıştığı iddiasına dayalı davalı Kuruma eksik bildirilen çalışmalarının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece uyulan bozma kararı uyarınca araştırma yapılarak davacının imzasını taşıyan ücret bordroları, tespiti istenen tarihler arasında görev yapan Belediye Başkanı, takip memuru, belediye yazı işleri memuru ve Belediyede görev yapan tanıklar ile bordrolarda geçen tanıklar dinlenerek bilirkişi raporuna göre davacının imzasını taşıyan aylık ücret bordroları ile bildirilen süreler nazara alınarak bildirilen sürelerin dışlanarak davacının Mart 1995 -Nisan 2004 dönemi arasında 949 gün çalışmasının tespitine karar verilmiştir.
Mahkeme bozma kararı gereği yerine getirilerek tespit istenen döneme ait aylık ücret bordroları ve tanık ifadelerine göre davacının 1995 yılında 300 gün, 1996 yılında 300 gün, 1997 yılında 300 gün, 1998 yılında 335 gün, 1999 yılında 270 gün, 2000 yılında 180 gün, 2001 yılında 120 gün, 2002 yılında 270 gün, 2003 yılında 300 gün, 2004 yılında 60 gün çalıştığının kabulüyle Kuruma bildirilen süre dışında toplam 949 günlük sürenin tesbitine karar verilmekle dava kısmen kabul edilmiş olmakla davalılar yararına avukatlık ücreti verilmesi ve yargılama giderlerinin taraflar arasında paylaştırılması gerekirken yazılı şekilde karar verilmiş olması ayrıca davacı yararına hükmedilen avukatlık ücretinin her iki davalıdan müştereken ve müteselsilen alınmasına karar verilmesi gerekirken yalnızca davalı Belediyeden alınmasına karar verilmiş olması kabul şekli bakımından da yargılama giderlerinin her iki davalıdan alınmasına karar verilmesi gerekirken, yalnızca davalı Belediyeden alınmasına karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
Ne var ki, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 438/7. Maddesi uyarınca hüküm bozulmamalı, düzeltilerek onanmalıdır.
SONUÇ: Hüküm fıkrasının 1 nolu bendindeki “davanın kabulüne” sözcüklerinin silinerek yerine “davanın kısmen kabulüne” sözcüklerinin yazılmasına, 2 nolu bendinin sonuna “fazla talebin reddine” sözcüklerinin eklenmesine, hüküm fıkrasının avukatlık ücreti ve yargılama giderleri ile ilgili 4. ve 5. bentlerinin silinerek yerine;
“Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre 1.100,00 TL avukatlık ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak, davacıya verilmesine 1.100,00 TL avukatlık ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,”
“Davacı tarafından yapılan 210,70 TL yargılama giderinden davanın ret ve kabul oranına göre takdiren 150,00 TL.sının davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine kalanının davacı üzerinde bırakılmasına” rakam ve sözcüklerinin yazılmasına, hükmün bu düzeltilmiş şekli ile ONANMASINA, 10.10.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Y. 21. Hukuk Dairesi/2011