Uyuşmazlık Mahkemesi 2012/120 esas sayılı kararında SGK tarafından verilen idari para cezasının süresi içinde ödenmediği nedeniyle düzenlenen ödeme emrinin ve haciz işleminin iptali istemiyle açılan davanın, ADLİ YARGI YERİNDE çözümlenmesi gerektiğine hükmetti.
K A R A RIN TAM METNİ: Davacı : M. Yapı End. Tic. San. Ltd. Şti.
Vekilleri : Av. M.Ş.Ö. – Av. M.C.K. Davalı : SSK/Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı Vekilleri : Av. C.K. – Av. D.K. O L A Y : Davacı şirket vekili, SSK Sigorta İşleri Genel Müdürlüğü, Ankara Sigorta Müdürlüğü nezdinde 44003011003948.06 sayılı dosyada işlem gören inşaatla ilgili olarak, müvekkili şirkete, arsa sahipleri ile arasındaki ihtilaftan dolayı verilen men’i müdahale ilamına istinaden Ankara 20. İcra Müdürlüğü’nün 1995/1927 sayılı icra dosyasındaki teslim zaptına istinaden inşaattan el çektirildiğini, arsa sahiplerince teslim alınan inşaata kendilerince devam edildiği halde, müvekkili şirket sanki işe devam ediyormuş gibi; sonraki yıllara ilişkin beyanname ve bordroların da müvekkili şirketin iradesi dışında imza ve kaşeler sahte olarak taklit edilmek suretiyle; yapılan sahtecilik işleminden dolayı vaki şikayeti inceleyen sigorta müfettişi tarafından; işyeri kayıt ve belgelerinin istenmesi ve yasal sürede ibraz edilmemesi iddiası üzerine taraflarına idari para cezası tahakkuk ettirildiğini; 100394806 – 4329 sayılı 14.01.2004 tarihli yazıya istinaden tahakkuk ettirilen idari para cezasına 26.01.2004 tarih ve 59729 vrd. sayılı itirazlarının reddine ilişkin bila tarih 17 karar sayılı idari işlemin iptali amacıyla Ankara 4.İdare Mahkemesi’nin 2004/727.E sayılı dosyasına kayden dava açılmış olmasına karşın; davalı kurumca müvekkili hakkında 2004/771 takip numaralı dosya ile ödeme emri düzenlendiğini ifade ederek; idare mahkemesinde iptali için dava açılan idari para cezası dayanak gösterilerek açılan 2004/771 takip sayılı 4.209.908.640.TL’nin tahsil işlemlerinin durdurulması yolunda ihtiyati tedbir kararı verilmesi; işyerlerine ait defter ve belgelerin gösterilmemesi iddiasına yönelik olarak 100394806-4329 sayılı 14.01.2004 tarihli yazıya istinaden tahakkuk ettirilen idari para cezasına karşı 26.01.2004 tarih ve 59729 vrd. sayılı itirazlarının reddine ilişkin bila tarih 17 karar sayılı idari işlem dayanak gösterilerek açılan 2004/771 sayılı takip nedeniyle iddia konusu alacaktan dolayı yaratılan muarazanın meni, borçlu olmadıklarının tespiti; davaya konu miktar üzerinden İ.İ.K. 72 mad. gereğince % 40 nispetinde kötü niyet tazminatının takdiri ile davalıdan alınarak taraflarına verilmesi istemiyle 13.4.2004 tarihinde adli yargı yerinde dava açmıştır. ANKARA 15.İŞ MAHKEMESİ: 07.06.2004 gün ve E:2004/632, K: 2004/1122 sayı ile, dava dilekçesinden açıkça anlaşıldığı üzere davanın idari para cezası tahakkuku hususunda işlemin iptali olduğu ve bu hususta tedbir kararı istendiği anlaşılmış ise de, talebin konusunun idari para cezasının iptali olduğu, verilen para cezasının idari bir işlemden kaynaklandığı hususunda tartışma bulunmadığı, verilen idari para cezasının 506 sayılı yasanın 140 maddesi gereğince tahakkuk ettirildiği, ancak Anayasa Mahkemesinin 08.10.2002 tarih 2001/225 E 2002/88 K sayılı ilamı ile 506 sayılı yasanın 140 maddesi gereğince tahakkuk ettirilen idari para cezasının idarenin kamu gücünü kullanarak ve kamu hukuku alanına giren işlem ve eylemlerin idari yargının denetimine tabi olduğunu belirterek bahsi geçen kararla 506 sayılı yasanın 140. maddesinin “Kurumca itirazı red edilenler kararın kendilerine tebliğinden itibaren 7 gün içinde Sulh Ceza Mahkemesine başvurabilirler” cümlesinin Anayasa’ya aykırı olduğunu, bundan dolayı iptal ettiği kararın gerekçesinde de bu tür idari para cezalarının denetiminin idari yargı yerine ait olduğunu belirttiği, dolayısı ile davacının açmış bulunduğu davanın yargılamasının Mahkemelerinin görevi alanı içerisinde olmadığı idari yargının görev alam içerisinde olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiş, bu karar temyiz edilmiştir. YARGITAY 10.HUKUK DAİRESİ: 07.12.2004 gün ve E:2004/7379, K:2004/11507 sayı ile, davanın, tahakkuk ettirilen idari para cezasının tahsili amacıyla 2004/771 sayılı takip dosyası üzerinden yürütülen icra işlemlerinin ihtiyati tedbir yoluyla durdurulması, takip nedeniyle yaratılan muarazanın önlenmesi, borçlu bulunulmadığının tespiti istemine yönelik olup, Mahkemenin, talebin idari para cezasının iptaline ilişkin olduğunu ve denetiminin de İdari Yargıya ait bulunduğunu gerekçe göstererek dava dilekçesinin görev yönünden reddine karar vermiş olduğu; 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunun 80/4.fıkrasında; Kurumun süresi içinde ödenmeyen pirim ve diğer alacaklarının tahsilinde 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsili Usulü Hakkında Kanun hükümlerinin uygulanacağı, aynı maddenin 6.fıkrasında kurum alacaklarının tahsilinde 6183 sayılı yasanın uygulanmasından doğacak uyuşmazlıkların çözümlenmesinde İş Mahkemelerinin görevli ve yetkili olacağının öngörüldüğü; öte yandan, İdari para cezaları 4958 Sayılı Sosyal Sigortalar Kanununun 19. maddesinde kurum gelirleri arasında sayılmış ve 4958 Sayılı Yasa ile değişik 506 Sayılı Yasanın 140. maddesinde ise idari para cezasının tebliğ ile tahakkuk edeceği tebliğden itibaren 15 gün içinde ödeneceği veya kurum ünitesine itiraz edileceği, itirazı reddedilenlerin tebliğe müteakip altmışgün içinde İdare Mahkemesine başvurabileceği, tebliğ tarihinden onbeş gün içinde ödenmeyen idari para cezalarının aynı kanunun 80. maddesi hükmü gereğince hesaplanacak gecikme zammıyla birlikte tahsil edileceğinin belirtildiği; dosyadaki bilgi ve belgelere göre, defter belgelerin ibraz edilmemesi ayrıca bildirge ve bordroların verilmemesi nedeniyle 14.01.2004 tarihli yazıyla 4.209.908.640 TL idari para cezası tahakkuk ettirildiği, 26.01.2004 tarihli itirazın komisyonca reddedilerek red kararının 26.02.2004 tarihinde davacı şirkete tebliğ edildiği, 01.03.2004 tarihli dilekçe ile Ankara 4. İdare Mahkemesinin 2004/727 esasında açılan dava ile idari para cezasına ilişkin kurum işleminin yürütülmesinin durdurulmasının ve iptalinin talep edildiği, bahse konu mahkeme dosyasının celb edilmediği ve akibetinin belli olmadığı, bu arada kurumun 25.03.2004 düzenleme tarihli ödeme emri ile bahse konu idari para cezasının tahsili amacıyla 2004/771 takip sayılı dosya ile 6183 sayılı Yasa hükümleri çerçevesinde davacı şirket aleyhine icra takibine giriştiği, 07.04.2004 tarihinde tebliğ edilen ödeme emrine karşı 13.04.2004 tarihinde açılan temyize konu davanın yasal süresi içinde açıldığının anlaşıldığı; 506 Sayılı Yasanın 140. maddesinde idari para cezasını gerektiren haller, cezayı uygulayacak makam, cezaya itiraz ve itirazı inceleyecek merci ile itiraz üzerine verilen kararlara karşı hangi mahkemede dava açılacağı hususunun özel bir şekilde düzenlenmiş olduğu; kuşkusuz idari para cezasına karşı süresi içinde kuruma itiraz edilmemesi veya itirazın reddine karar verilip de yine süresi içinde ilgili mahkemeye başvurulmaması halinde idari para cezası kesinleşeceğinden, artık iş mahkemesinde menfi tespit ve itiraz davası açılamayacağının tartışmasız olduğu, ancak, somut olayda Kurum, 6183 sayılı Yasa gereğince takip yaptığına göre idari para cezasının kesinleşip 4958 Sayılı Yasanın 19. maddesi kapsamında Kurum alacağına dönüştüğün