Psikiyatrist Prof. Dr. Sefa Saygılı, şeker ve ekmeği yazdı. Şeker pancarından rafine edilerek elde edilen şeker, kristalleşir ve filtre edilir. Şeker pancarları pek çok vitamin, mineral tuzlar, enzimler ve hormonlar içeren doğal bitkisel ürünken rafineri (beyaz) şeker, midemize herhangi başka bir vitamin, mineral tuz veya biyolojik olarak etkin başka bir madde ihtiva etmeksizin, kimyasal olarak saf bir madde halinde, sakaroz denilen şeker türü olarak girer. Saf sakaroz sindirilemez, başka maddelerle karıştırılması gerekir. Şeker pancarı ihtiyaç olan bütün maddeleri bünyesinde barındırır; oysa rafine edilmiş şeker bundan yoksundur. Bedenimiz rafine edilmiş şekeri sindirebilmek ve özümseyebilmek için kendi öz kaynakları olan kalsiyum, demir ve diğer elementleri kullanmaya zorlanır. Bu da diş çürümelerine, obeziteye, şeker hastalığına, kansızlığa vs. yol açar.
Yüksek şeker tüketimi nedeniyle gelişmiş ülkelerdeki şeker hastalığı, kansızlık, obezite ve kan kanseri vakaları son yıllarda hızla artmıştır.
Önceki iki yazımızda şekerin gıdalarımızı istila ettiğinden bahs etmiş, neredeyse her yiyeceğe katıldığını anlatmıştık.
Kepeğinden ayrılmış beyaz undan imal edilen ekmek de aynen şeker gibi bedenimize ve ruhumuza zararlı etkilerde bulunur.
Gerçekten rafineri (işlenmiş) gıdalardan zengin bir diyet, doyma hissini azalttığı için fazla yemeye yani kilo almaya yol açar. Vücut bu besinleri hızla sindirir, kan şekeri seviyesi böylelikle yükselir, yükselen şeker seviyesini düşürmek için pankreas devreye girer, insülin salgılanır. Salgılanan insülin fazla şekerin yağa dönüşmesine veya kaslara, organlara zarar vermesine sebep olur. İnsülinin kan şekerini düşürmesiyle enerji seviyesi düşer ve tekrara açlık hissi ortaya çıkar. Bu kısır döngü devam ettikçe kişi kilo alır.
Sağlıklı Beslenme
Proteinler, yağlar, lifler, asitli gıdalar ve sebzeler gibi bileşik karbonhidratlar ise daha yavaş sindirildiğinden pankreas görevini daha uygun şekilde yapar, kan şekeri seviyesi sabit kalır ve açlık hissi kontrol edilir.
Ünlü İngiliz fizikçi ve beslenme uzmanı Robert McCarison, Hindistan’ın Conford bölgesinde bulunan Hunza’da yedi yıl boyunca yerli halkla çalıştı(*). Ahali arasında kalp, kanser, apandisit, ülser, şeker ve siroz hastalığına yakalanmış bir kişiye bile rastlamadığını gördü, bu insanlar uzun ve sağlıklı yaşamayı egzersiz yapmaya, alkol kullanmamaya ve tam undan yapılmış ekmek ile baklagiller, taze sebze ve meyve, süt ürünleri az miktarda etten meydana gelen diyetlerine borçlulardı.
Lifli gıdalar, sebzeler, baklagiller, kuruyemiş ve tam undan yapılmış yiyeceklerden oluşan bir diyetin başka yararları da vardır.
Beyaz ekmeğe şeker katılır mı?
İşte beyaz şeker de beyaz ekmek de rafineri gıdalardır ve bedenimize, psikolojimize zararlıdırlar.
Bu kez markette ekmeklerin içeriklerine baktım. Hamburger ekmeği beyaz undan imal edilmesinin yanı sıra içine şeker de katıldığı ambalajında yazılıydı. Böylelikle sağlığımıza atılan zehirli bomba haline gelmişti.
Daha sonra lavaj ekmeğinin muhtevasını inceledim, ona da şeker ilave edildiğini gördüm. Ne ilgisi varsa! Bu kez elime tam tahıllı ekmek ambalajını aldım. Bir de ne göreyim, maalesef “sağlıklı” diye satılan ürüne de şeker katılmıştı. Bu ekmeği zayıflamak için tüketen aksine kilo alır, her türlü hastalığa açık hale gelirdi. Tam bir facia!
Yazdıklarımı okuyan bir dostum telefonda şöyle konuştu: “Yazılarınla insanları uyarıyorsun. İyi de yapıyorsun. Ancak sana bir duyumumu söyleyeyim. Piyasada çok satılan bir su markası var ya, ona da şeker katıyorlar.”
Gerçekten şaşırdım, bu markayı telaffuz etmek istemiyorum. Ancak su firmaları ürettikleri suya şeker katmadıklarını açıklamak zorundadırlar. “şerbet gibi ne güzel su” derken su yerine şerbet mi içiyoruz acaba? Cevap bekliyoruz.
Gıda Hareketi Başkanımız “Şeytan Ye Diyor” adlı muhteşem kitabında “Şeker icad oldu sağlık bozuldu! Çünkü şeker, yasal uyuşturucudur” derken çok haklıdır.
Teşekküler Sedat CEYLANBAŞ