I. GİRİŞ Ülkemizin en önemli sorunu hiç şüphesiz “işsizlik”tir. Resmi rakamlara bakıldığında bile işsizlik rakamlarının ürkütücü boyutlarda olduğu görülmektedir. Kaldı ki bu rakamlara iş aramaktan bıkmış olanlar, ümidi kırılanlar, mevsimlik çalışanlar, eksik istihdam v.s ilave edildiğinde işsizlik rakamları daha da ürkütücü bir hal almaktadır.
II. TEŞVİKLER VE EĞİTİMLİ GENÇ İŞSİZLER Son dönemlere bakıldığında;
- 5084 ve 5350 sayılı Yatırımların ve İstihdamın Teşviki Kanunu,
- Araştırma ve geliştirme faaliyetlerinin desteklenmesi,
- TUBİTAK tarafından sağlanan destekler,
- Özürlü sigortalı istihdamı teşviki,
- 18-29 yaş aralığında olan erkek ve 18 yaşından büyük kadınların teşviki,
- Uzun vadeli sigorta kolları primi işveren hissesinden 5 puanlık indirim…
adı altında çok sayıda teşvik paketi açılmasına karşın işsizlik hala ürkütücü boyutlarda. Bunun temel sebebi Türkiye’deki işsizliğin daha ziyade yapısal işsizlik niteliğinde olmasıdır. Zira mevcut işsizlere her yıl yeni genç işsiz kitlesi eklenmesine karşın yeterli yatırım ve istidam olanakları sağlanamamaktadır. Bu durumda işsiz sayısı her yıl çığ gibi büyümektedir. Üstelik işsizlik artık sadece eğitim seviyesi ve katma değeri düşük işgücüyle sınırlı kalmamakta, yüksek öğrenim yapanlar arasında da gittikçe yaygın bir hal almaktadır. III. İŞSİZLİĞE YENİ BİR ÇÖZÜM: “İŞÇİ KİRALAMA” Henüz Resmi Gazete’de yayımlanmamakla birlikte TBMM’de 26.06.2009 tarihinde kabul edilen 5920 sayılı Kanun ile “Mesleki anlamda geçici iş ilişkisi” başlığı altında özel istihdam büroları aracılığıyla işçi kiralamanın yolu açılmaktadır. AB üyesi ülkelerinde de yasal düzenlemesi bulunan “Mesleki anlamda geçici iş ilişkisi” bir yandan AB mevzuatına uyum sağlanması, iş gücü piyasasının etkin olarak işlemesinin sağlanması, yeni işlerin oluşturulması ve kayıtlı istihdamın teşviki gerekçeleriyle çalışma hayatına konulmaktadır. Bu uygulama ile birlikte özel istihdam büroları, geçici işgücü talebini karşılamak amacıyla iş sözleşmesi düzenlediği işçiyle, iş görme edimini yerine getirmek üzere ücret karşılığında bir başka işverene devredebilecektir. Bu düzenlemeyle birlikte;
- Geçici iş ilişkisi sözleşmesine dayalı olarak çalıştırılan işçi sayısı, işyerinde çalıştırılan işçi sayısının dörtte birini geçemeyecektir.
- Aynı işçi için, aynı işverenle yapılacak geçici iş ilişkisi sözleşmelerinin toplam süresi 18 ayı geçemeyecektir.
- Devredilen işyerinde grev ve lokavt olması ve özel istihdam bürosunun işçiyi bu süre içerisinde başka bir işyerinde istihdam edememesi halinde, özel istihdam bürosu işçinin asgari ücretten az olmamak üzere sözleşmede belirtilen ücretinin yarısını ödemek zorunda kalacaktır.
IV. SONUÇ Özel istihdam büroları aracılığıyla işçi kiralanmasına özelikle işçi sendikaları şiddetle karşı çıkmaktadırlar. Keza bu düzenlemeyle birlikte her şeyden önce sendikal örgütlenme ve toplu iş sözleşmesi ve grev hakkını olumsuz yönde etkileyeceği endişesi ön plana çıkarılmaktadır. Diğer yandan özel istihdam büroları ile ödünç iş ilişkisi kurulacak olan işçi arasındaki akdin iş sözleşmesi olup olmadığı da tartışma konusu olmaktadır. Keza bu ilişkiyle birlikte iş sözleşmesinin karekterstik niteliklerinin bir kısmı bulunmamaktadır. Bir işyerinden diğer işyerine kiralanan işçinin özel istihdam bürosunda edim yükümlülüğünü yerine getiremediği boş süreler de göz önünde bulundurulduğunda uygulamada başta kıdem tazminatı olmak üzere bir çok işçilik haklarında ihtilaflar söz konusu olacaktır. Ayrıca sosyal güvenlik haklarında da sorunların yaşanmaması için sosyal güvenlik mevzuatında da paralel düzenlemelerin yapılması elzem görünmektedir.
BU MAKALE 14.12.2009 TARİHİNDE YAYIMLANMIŞTIR. www.isakarakas.com
Not: kiralık işçi uygulması yasalaşmadı