İş Kanunu İşlemleri

Kıdem tazminatı kalkıyor mu?

2003 yılında yeni İş Kanunu kabul edilirken, kıdem tazminatı yerine kıdem tazminatı fonu kavramına yer verildi. Ancak fon kuruluncaya kadar eski İş Kanunu’nun kıdem tazminatına ilişkin hükümlerinin yürürlükte olacağı hükme bağlandı. Yani er veya geç kıdem tazminatı fonuna geçileceğini yasayla taahhüt etmiş durumdayız.

Mevcut uygulamadan kıdem tazminatı fonuna geçiş hakkında iki ayrı görüş mevcut. Fon kurulmasına taraftar olanlar, mevcut uygulamanın çok da verimli işlemediği ve istihdamı caydırdığı görüşündeler. Fona karşı olanlar ise neo-liberal politikaların sürekli bir biçimde emekçinin haklarını işveren lehine törpülediğini, fon uygulamasıyla çalışanların hayallerini süsleyen kıdem tazminatının ellerinden alınacağı görüşünü savunuyorlar.

Fon zaten uygulanıyor

Esasında büyük ölçekli kurumsal işletmeler zaten kıdem tazminatı fonunu uyguluyor. Hatta kendi bünyelerinde oluşturdukları bu fonu, mali tablolarında ‘kıdem tazminatı karşılıkları’ şeklinde de gösteriyorlar. Emekli olan ya da işten ayrılan çalışanlarına tazminat ödemesini bu fondan yapıyorlar.

Gelelim küçük ve orta ölçekli işletmelere yani KOBİ’lere. Ülkemizdeki istihdamın yaklaşık %65’ini sağlayan bu işletmeler, kıdem tazminatı ödemelerinde ciddi sıkıntı yaşıyorlar. Bu işletmeler kaynak planlaması ve özellikle insan kaynağı planlamasında yetersiz kaldıklarından, kıdem tazminatı ödememek için kendilerine göre yöntemler geliştiriyorlar. Bunlar;

·           Mecburi olmadıkça yeni eleman almadan mevcut çalışanlarla işi götürmeye çalışıyorlar. Bu da mesai saatlerinin çok fazla uzamasına sebep olduğu gibi işsizliği de besliyor.

·           Kıdemli çalışanları işten çıkarırken, bir şekilde tazminatsız çıkarmamın yollarını arıyorlar. (Baskı, yıldırma, açığa imza gibi.)

·           İşi daha da ileri götürüp, çalışanların işvereni durumundaki şirketin içini boşaltarak, kıdem tazminatlarını ödenemez hale getirenler oluyor.

·           Çalışanların kıdemlerinin artışını önleme adına, personel devir hızını yükseltiyorlar. Yani mümkün olduğunca kısa sürede eleman değiştiriyorlar. Bu da bir yandan firma verimliliğini düşürürken, diğer yandan da friksiyonel (devrevi) işsizliği artırıyor.

·           Mümkün olduğunca taşeronlaşmaya giderek, kıdem tazminatı başta olmak üzere her türlü yükümlülüğü taşerona devretme eğilimindeler.

Görüldüğü üzere mevcut kıdem tazminatı uygulaması büyük işletmelerce zaten fon gibi uygulanırken, KOBİ’ler yönüyle en büyük zararı çalışanlar ya da işsizler görüyor. Şu halde fona ya da alternatif başka bir sisteme geçiş kaçınılmaz görünüyor. Ancak yeni sisteme geçilirken halihazırda kazanılmış hakların tamamen korunması ve çalışanın sadakatini teşvik eden bir yapı kurulmasına dikkat edilmesi gerekiyor.

Eşim nereden emekli olabilir?

Soru: Sadettin Bey, eşim Sevil Teke 01.08.1994 SSK girişli, 2 ay SSK ödedikten sonra bugüne kadar hep isteğe bağlı ödedik, halen ödüyoruz. Yalnız 1.10.2008’den sonra 1260 gün olmadı. Eşimin doğum tarihi 08.07.1956 ve şu an 5690 günü var. 1260 günü geçersek Bağ-Kur’dan kısmi aylık bağlanır mı? Bağlanırsa kaç yaşında emekli olur? SSK’dan (4/a) ne zaman emekli olur? Şahin Teke

Cevap: Değerli okurum, eşiniz SSK’dan hem normal hem de yaştan emeklilik için gerekli prim gününü doldurmuş. 20 yıllık sigortalılık süresini dolduracağı 01.08.2014 tarihinde normal yolla, 56 yaşını dolduracağı 08.07.2012 tarihinde ise yaştan emekli olur. Eğer primleri tabandan ödediyseniz, bundan sonra prim ödemeyi kesip, 2012’de yaştan emekli olmasını tavsiye ederim. Zira tabandan ödeyenler için normal emeklilikle yaştan emeklilik arasında maaş farkı bulunmuyor.

Paylaşabilirsiniz

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir