Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 9’uncu maddesinin birinci fıkrası uyarınca mükellefin Türkiye içinde ikametgahının, işyerinin, kanuni iş merkezi ve iş merkezinin bulunmaması hallerinde ve gerekli görülen diğer hallerde Maliye Bakanlığı vergi alacağının emniyet altına alınması amacıyla vergiye tabi işlemlere taraf olanları verginin ödenmesinden sorumlu tutma yetkisine sahip bulunmaktadır.
Buna göre vergi alacağını güvence altına almak amacıyla düzenlenen bu madde sadece ikametgahı, işyeri, kanuni merkezi ve iş merkezi Türkiye’de bulunmayanlar için öngörülmüş değildir. Maliye Bakanlığı, bunların dışında gerekli gördüğü diğer hallerde de verginin ödenmesinden işleme tabi olanları sorumlu tutabilmektedir.
Dolayısıyla sözü edilen maddede belirtilen işlemlere taraf olanlar kendine mal teslim edilen veya hizmet ifa edilen kişi ve kurumlardır. Bunlar verginin tam olarak kesilip ödenmesinden ve bununla ilgili diğer ödevleri yerine getirmekten mükellef gibi sorumlu tutulmaktadır.
Katma Değer Vergisi tevkifatı bu bağlamda ihtiyari (isteğe bağlı) bir uygulama olmayıp, Maliye Bakanlığı tarafından tevkifat uygulaması kapsamına alınan işlemlerde alıcılar tarafından tevkifat yapılması zorunludur. Diğer taraftan Maliye Bakanlığınca tevkifat kapsamına alınmamış işlemlerde alıcılar tarafından tevkifat yapılması da mümkün değildir.
Yukarıda yer alan açıklamalardan anlaşılacağı üzere katma değer vergisi uygulaması, teslim veya hizmet bedeli üzerinden hesaplanan verginin, teslim veya hizmeti yapanlar tarafından değil, bu işlemlere muhatap olanlar tarafından kısmen veya tamamen vergi sorumlusu sıfatıyla beyan edilip ödenmesidir.
“Tam tevkifat” işlem bedeli üzerinden hesaplanan verginin tamamının işleme muhatap olan alıcılar tarafından beyan edilip ödenmesi; “kısmi tevkifat” ise hesaplanan verginin Maliye Bakanlığı tarafından oransal olarak belirlenen kısmının, işleme muhatap olan alıcılar tarafından, diğer kısmının ise işlemi (teslim veya hizmeti) yapan tarafından beyan edilip ödenmesidir.
Tevkifat, genel bütçeli idareler hariç olmak üzere, tevkifata tabi işlemin yapıldığı dönemde vergi sorumluluklarına ait 2 No’lu Katma Değer Vergisi Beyannamesi ile beyan edilmektedir.
Tevkifat kapsamındaki işlemlerde vergiyi doğuran olay bakımından özellikli bir durum söz konusu olmayıp, bu işlemlere ait Katma Değer Vergisi’nin beyan dönemi Katma Değer Vergisi Kanunu‘nun 10’uncu maddesine göre tespit edilmektedir.
Bu kapsamda, işleme ait fatura veya benzeri belge izleyen ay içinde düzenlense dahi sorumlu sıfatıyla beyan işleminin vuku bulduğu (gerçekleştiği) dönemin beyan süresi içinde yapılacak. Kısmi tevkifat uygulamasında satıcının mükellef sıfatıyla (1) No’lu Katma Değer Vergisi Beyannamesi ile beyan edeceği kısım da aynı dönemde beyan edilecek.
Hizmet işlemlerinde, hizmetin ayın sonunda tamamlanması halinde de fatura izleyen ayda düzenlense dahi bu şekilde işlem yapılacak. İşlem bedelinin ödenmemesi, işleme ait faturanın süresinde düzenlenmemesi, alıcıya geç gelmesi veya hiç gelmemesi tevkifatın yapılıp yukarıda belirtilen süre içinde sorumlu tarafından beyan edilmesine engel oluşturmayacak.
Genel bütçeli idareler dışındaki vergi sorumluları tevkif ettikleri vergiyi vergi sorumlularına ait 2 No’lu Katma Değer Vergisi Beyannamesi ile beyan edecekler. Bunların diğer faaliyetleri nedeniyle katma değer vergisi mükellefiyetlerinin bulunmaması ve dolayısıyla 1 No’lu Katma Değer Vergisi Beyannamesi vermemeleri bu uygulamaya engel oluşturmamaktadır. 2 No’lu Katma Değer Vergisi Beyannamesi sadece tevkifata tabi işlemlerin olduğu dönemlerde verilmektedir. Gerçek usulde Katma Değer Vergisi mükellefleri (Katma Değer Vergisi “l” vergi türünden mükellef sicilinde kayıtlı olanlar) tevkifata tabi tutulan Katma Değer Vergisi’nin beyanında 1015 B beyanname kodlu KDV 2 beyannamesini, gerçek usulde Katma Değer Vergisi mükellefiyeti bulunmayanlarda söz konusu verginin beyanında 9015 beyanname kodlu KDV 2 beyannamesini kullanacaklar.
Genel bütçeli idareler, tevkif ettikleri Katma Değer Vergisi için sorumlu sıfatıyla beyanname vermeyecekler; tevkif edilen Katma Değer Vergisi’ni doğrudan bunların muhasebe birimlerince gelir kaydedecek.
Katma Değer Vergisi mükellefiyeti bulunmayan Banka ve Sigorta Muameleleri Vergisi mükelleflerinin 2 No’lu Katma Değer Vergisi Beyannamesi’ni kurumlar vergisi yönünden bağlı oldukları vergi dairesine vermeleri gerekmektedir. Bu bağlamda da bankaların tevkif ettikleri vergiyi ödemeyi yapan şubeler itibariyle şubelerin bağlı bulundukları vergi dairesine beyan edip ödemeleri de mümkün bulunmaktadır. Bu tercihi yapan bankaların durumu dilekçe ile önceden genel müdürlüğün bağlı olduğu vergi dairesine yazılı olarak bildirmeleri gerekmektedir.
Kaynak:Veysi SEVİĞ/ITO G./30.4.2012