İş Kanunu İşlemleri

Kamu şirket personelinin sorunları nelerdir ?

 Kamu şirket personelinin sorunlarını uzun uğraş ve özverili çalışmalarıyla tüm Türkiye’ye duyuran ve bu konuda önemli mesafe kat eden  Kamu Şirket Personeli Derneği Genel Başkanı N. Hakan AYDIN,  kamu şirket personellerinin sorunlarını ve taleplerini  aşağıdaki  şekilde özetlemektedir.; 

Bilindiği üzere Kamu şirket personellerinin, kurumlarda hak kaybından kaynaklanan birçok sıkıntıları vardır. Bu sıkıntılar çalışmış olduğumuz kurumlara göre farklılık gösterdiği gibi, ortak sıkıntılarımızın daha çok olduğu bir sistem içerisinde yer aldığımız gözlenmektedir. Bunlar kısa başlıklar altında aşağıda  yer almaktadır:  1        Kurum içinde herhangi bir statü sahibi değiliz. Kurumların asıl işlerini yapıp üvey evlat muamelesi görüyoruz.2        Tazminat hakkımız yok. Hukuk ve diyalog yolu dışında alınabilen bir tazminat veya kıdem tazminatı hakkımız yok. İşten çıkarılınca yıllarca mahkeme kapılarında sürünerek kıdem, yıllık hak ediş, kullandırılmayan izinler fazla mesai ve diğer haklarımızı aramak zorunda kalıyoruz. Çoğu zaman firmaların paravan şirketler kurarak aldıkları ihaleler bitince, şirket iflası vererek haklarımızın yok olması durumu meydana geliyor. Alacağınız var ama alamıyorsun. Ne garip değil mi ? 3        İş güvencemiz yok. Her an işten çıkarılıp kapı önüne konma riski ile karşı karşıyayız. İş hayatımız iki dudak arasında. İş güvencesi olmayan bir insan geleceğe dair sosyal ve ekonomik bir düşünce içerisine giremez. Yarın işten ayrılabilirim düşüncesi kişinin adım atma özgürlüğünü kısıtlar. İş güvencesi çok önemli bir maddedir. Bankalara gittiğiniz vakit sorarlar ne iş yapıyorsunuz maaşınız ne kadar diye ve siz cevap vermekle meşgulken onlar talep ettiğiniz kredi miktarı üzerinde düşünmeye başlarlar.4        Örgütlenme özgürlüğümüz yok. Herhangi bir doğal sendikal hakkımız yok. Sendika üyesi olanlar işten atılıyor. Sendikal haklara sahip olamamanın ciddi dezavantajlarını yaşıyoruz. Kendi sendikamızı kuramıyoruz bu durum haklarımızı savunma ve geliştirme alanında yetersiz ve savunmasız kalmamıza vesile oluyor. Özellikle de keyfi muamelelerin artmasına vesile oluyor.5        Maaşlarımız geç yatırılıyor. Türkiye’nin bütün kurumlarında ve her yerinde olmasa da çoğu yerinde var bu sorun. Maaşların geç yatırılması kredi kartı borçlarının faize girmesine, taksitlerimizin gecikmesine neden oluyor. Ayrıca esnafımız ve dostlarımızla olan alışverişlerimizde güvensizlik ve mahcubiyet meydana getiriyor.6        Banka promosyonlarımız ödenmiyor. Kamu şirket personelinin en muzdarip olduğu ve hak kaybına uğradığı maddelerden biri promosyondur. Maddi tasarrufumuz zaten çok düşük, bu hakkın verilmemesi bütün personelde üzüntüye sebep oluyor.7        Yıllık izinlerimiz tam verilmiyor. Yasalar diyor ki: 1 ile 5 yıl arası çalışan 14 gün, 5 ile 15 yıl arasında çalışan 20 gün, 15 yıl ve üzeri çalışan 26 gün yıllık izin hakkına sahiptir. Oysaki birçok kurumda 5 iş günü izin kullanabilmek için ak ile karayı seçiyoruz. Bazı kurumlarda 16 yıl çalışan bile 10 gün izin kullanıyor. Bazı kurumlarda ise personele köle gözüyle bakılıyor ki 3 gün yıllık izin kullandırılıp bu da reva görülüyor, hatta “Sana bu 3 günlük izni risk alarak veriyoruz” deniliyor.4857 sayılı Yasa da 3 gün izni bırakın 16 yıl çalışmış olanı, sadece çocuğumuz olduğu zaman verilmesi zorunlu olan izindir.8        Nöbet farkları verilmiyor. Resmi ve dini tatil günlerinde personelin görüşü alınmadan nöbetler yazılıyor bu nöbetlere karşın hak edilen ücret farkları bordrolara yansımıyor.9        Basit durumlar da bile hakkımızda tutanaklar tutuluyor. Bir gün işe geç kalma karşılığında, herhangi bir polemik yaşandığında, saatlik bir mazeret iznimizi kısa süreli aştığımızda ve hiç alakasız bir sorunda bile bu oluyor.10    Onayımız alınmadan mecburi işler yaptırılıyor. Resmi ve dini bayramların dışında bazen hafta sonları, bazen gelmeyen bir arkadaşımızın yerine, bazen işimizle alakasız görevlerde onayımız alınmadan çalışmak zorunda kalıyoruz. Şirketler raporlu personel yerine çalıştırmak üzere eleman bulundurmak zorundalar rapor hakkını kullanan personel yerine normal mesaide olan kişiler çalıştırılıyor. Bu da onay dışı bir durumdur. Personel kurum içinde kendi işleri dışında onayı alınarak çalıştırılmalı.11    Sürekli tehdit ve baskı altındayız. Tutanağını tutarım, işten atarım, nöbet yazarım, hafta sonu çalışırsın, mesailer 1 saat uzatıldı. İznin iptal oldu, bu hareketin sözleşmede yok, memur veya sözleşmeli(sendikalı) kişi ile tartıştın, görev yerini değiştiririm vs. çeşitli tehdit ve baskılar yapılıyor. Bu aslında kamu şirket personelinin korunaksız nüfus gurupları oluşundan kaynaklanıyor. Korunaksız olmamız hasebiyle temel hak ve özgürlüklerimizden kolayca vazgeçirilebilmekteyiz.12    İhaleler değişince işten çıkarılıyoruz. İhale şartnamelerinde bulunsun veya bulunmasın şirketler değişince yeni firma % 30-35 arasında işçi çıkarma hakkını kendinde görüyor. Bu durum kuruma yıllarını vermiş bir personelin hayatını alt üst ediyor. İnsani, vicdani ve hukuki açıdan düşünüldüğünde böyle durumların ne kadar yaralayıcı olduğu ve hem ekonomik hem psikolojik olarak insanı ne kadar rahatsız ettiği anlaşılır. Böyle durumlarda bazı art niyetli kurum amirleri, firma sahipleri ve 3 üncü kişiler buradan rant elde ediyor. Bu rant çeşitli şekillerde olabiliyor. İhale değişince işçi çıkarmak keyfiyete de yol verir. Kesinlikle olmaması gereken bir durumdur. Yasal olarak değişmesi gereken bir unsurdur.13     Çalışma hayatımız iki dudak arasında. Bu konuyu genişletmeye gerek görmüyorum zaten yukarıda bahsettiğimiz maddelerde apaçık ortaya çıkıyor. İş güvencesinin olmaması kavramına daha çok bağlı bir durum.14    Maaşlarımız çok düşük. Kamu şirket personeli olarak birlikte çalıştığımız yani mesai arkadaşımız olan sendikalı işçi ve memurların üçte biri kadar maaş alıyoruz. Bu da hem haksızlığın hem tutarsızlığın en önemli göstergesidir. Eşit iş eşit ücret gerektirir.15    Temizlik personeli görevi dışında işlerde çalışanlar listesinin başında geliyor. Temizlik personelinin inşaat işlerinde, hamallıkta, taşımada, bahçıvanlıkta, hastabakıcılığı çeşitli alanlarda işi olmayan işler yaptırılıyor.16    Güvenlik personeli olarak fiziksel şiddete maruz kalıyoruz. Güvenlik görevlisi olan kamu şirket personeli işi gereği zaman zaman sert atmosferde fiziki güç gerektiren işler yaptığı barizdir. Bu yüzden adı güvenlik görevlisidir. Ama 5188 sayılı iş hukukunda o kadar çok eksik var ki özel güvenlik personeline isyan ettirme noktasına gelmiştir.17    Milli Eğitim çalışanları zor durumda. Yatılı bölge okullarında yılın 8 ile 9 ayı çalışıp 3 ile 4 ayı işsiz kalınıyor. Personelin yıl boyu istihdamı mümkündür. Devlet çalıştırdığı öğretmene 3 ay ekstra maaş veriyor tabi öğretmen mesai içinde yarım gün çalışıyor, taşeron personel hem tam gün çalışıyor hem yılın 3- 4 ayı boş geziyor. Tabi burada da çok çeşitli hukuka aykırılıklar ve hileler karşımıza çıkıyor. Bu konu bir an önce çözülmesi gereken konulardan biridir. Milli Eğitimde çalışan bir Taşeron firma elemanı 15 günlük ara tatil döneminde çalışmıyor. Bu çalışmadığı dönemde SSK primi ve maaşı verilmiyor. Yine aynı kurumda diğer bir firma elemanı şirketlerle kurum arasında yapılan Şartname gereği 2 ay (Temmuz ve Ağustos) çalıştırılmayıp SSK priminden yararlanamıyor ve maaş alamıyor.18    Belediye çalışanları. Belediyeler bünyesinde çalışan personel eziklik ve haksızlıkları daha çok yaşayan ve bunu kol kırılır yen içinde kalır misali dışa vuramayan personelden oluşuyor. Çünkü belediyeler bakanlığı olmayan ve direk başkanın veya yardımcılarının bazen de
bir müdürün kararları ile yönetilen ve iç tüzüğünü gerektiğinde kendilerine veya isteklerine göre yorumlayabilen yapılardan oluşan ve kişi iradelerinin tasarrufunda olan kurumlardır. Aksi iddia edilebilir biz yine de örnek verelim. Düşünün bağımsız aday olup kazanan bir belediye başkanına kim ne yaptırım uygulayabilir. Peki bu başkanın taşeron işçiye köle muamelesi yaptığını düşünün. Kim hesap sorabilir. Ekmek kaygısı herkeste var, aile geçindirmek ve diğer sorunlar yüzünden burada çalışan personel o kadar çok haksızlığı yutmak zorunda kalıyor ki yazarak bitirilecek gibi değil: 15 günde 1 gün izin kullanmak. Maaşlarını geç ve eksik almak. Yıllık izinlerini kullanamamak, basit konular yüzünden işten atılmak gibi konuların daha şiddetli yaşandığı kurumların başında belediyeler gelmektedir.19    Bayan çalışanlarımızın doğum ve süt izinlerinde sorun yaşanmakta. Süt izinleri çalışan annenin durumuna göre ihtiyaç duyduğu saatte verilmeli. Oysa ya kurumlar kendi işlerine göre keyfi muamele yapıyor veya hiç kullandırtmıyorlar. İşten çıkma korkusundan dolayı bayanlar, bu konuda sesini çıkaramamaktadır.  20    Döner Sermayeli kurumlarda çalışan taşeron firma elemanları bu döner sermayeye direkt katkıda bulunduğu halde bu kişilere neden döner sermayeden pay verilmiyor. Örneğin Bir hastanenin faturalama işleminde görev alan bir Taşeron firma elemanı hastanenin büyük sıkıntılarını çekerek gelirini oluşturmakta ve dağıtılan döner sermayeden küçükte olsa bir pay alamamaktadır. Bu diğer veri kayıt elemanları içinde geçerlidir. 21    Vatani göreve gidenler vazifeleri bitince işine dönemiyor. Askerlik nedeniyle ayrılanların tekrar işe alınması ve askerlik öncesi yasa ile belirtilecek bir maaş maddi yardım yapılması. 22    Bayanlar çok sıkıntılı. Evlenecek bayanlara veya boşanan bayanlara bir miktar ekstra ücret ödenmesi. Çocuk yardımlarının  arttırılması. Bazı kurumlarda sağlanan kreş imkanlarına kamu şirket personelleri için de hak tanınması. Süt izinlerinin işçi isteğine göre verilmesi. Evlilik nedeniyle işten ayrılan bayanlar boşanmaları halinde işe 6 ay içinde dönebilmeli Ücretsiz izin hakkının tanınması.23    Özel dini vecibeleri yerine getirmek için yurt dışına çıkması gereken (hac, umre vs. gibi) personele yeterli süre hakkı tanınmalı. 24    Çalıştığı iş yerinde sorun yaşayan personel farklı bir bölge, bölüm veya kurumda çalışmak isterse geçiş yapabilme kararını verebilmeli. 25    Kıyafet özgürlüğü olmalı.

 

Paylaşabilirsiniz