Gündemin sıcak konusu, 1 Ocak tarihi itibariyle zorunlu Genel Sağlık Sigortası (GSS) kapsamına alınıp da bu ay sonuna kadar gelir testi yaptırmak zorunda olanlar. Gerçi bu konuda rahatlatıcı haberler gelmeye başladı. Gelir testinin yaptırılma süresi ertelenecek sinyali verilmeye başladı. Fakat 26 Ocak tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan 17 Ocak 2012 tarih 6270 Sayılı Kanun, dikkatlerimizi bir başka noktaya yönlendirdi. Çünkü söz konusu kanun başta 5434 Sayılı Emekli Sandığı Kanunu olmak üzere sosyal güvenlik alanında bir çok önemli değişikliği gerçekleştirdi. Bunların başında memurların ikramiye haklarıyla ilgili düzenlemeler geliyor. Kısaca diyebiliriz ki, memurlara ikramiye ödenmesine ilişkin esaslar yeniden belirlendi.
EŞİTSİZLİĞE YOL AÇTI
Konuyu daha iyi anlayabilmemiz açısından biraz geriye gidelim. Bu güne kadar memuriyet hizmetleri karşılığında ikramiye alabilmek için en önemli koşul, emeklilik öncesi son çalışmanın memur statüsünde gerçekleşmesiydi. Diğer ifadeyle, son çalışma 5434 Sayılı Emekli Sandığı Kanunu’na veya 5510 Sayılı Kanun’un 4/c statüsüne tabi olmak zorundaydı. Eğer son çalışmanız bu statülerin dışındaysa, örneğin SSK veya Bağ-Kur’a tabi olarak geçmişse, aylığı Emekli Sandığı emekli statüsünden alsanız dahi, geçmiş memuriyet hizmetleriniz karşılığı ikramiye alamıyordunuz. Buna ilişkin düzenleme 2829 Sayılı Sosyal Güvenlik Kurumlarına Tabi Olarak Geçen Hizmetlerin Birleştirilmesi Hakkında Kanun’da yer alıyordu.
Bu durum bazı eşitsizliklere yol açtığı için 2009 yılında Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edildi. Bu eşitsizlikleri basitçe örnekleyelim. Kişi SSK hastanesinde eczacı. 21 yıllık memuriyeti var. SSK hastanelerinin Sağlık Bakanlığı’na devri sırasında eczane açıp, son dört yılında Bağ-Kur’a tabi oluyor. Bu statüden de emekli oluyor. Ya da aynı kişi 23 yıllık memuriyeti sonrasında kalan son iki yılında kendi adına eczane işletiyor. Bu durumda son Bağ-Kur hizmeti 3.5 yılı geçmediği için, Emekli Sandığı’nda emekli olabiliyor. Fakat iki durumda da son çalışması Emekli Sandığı’na tabi olmadığı için, memuriyet hizmetleri karşılığında ikramiye alamıyordu. Buna karşın kişi, inşaat mühendisi ve 10 yıllık memuriyeti sonrası istifa edip, 14 yıllık süreyi bir özel şirkette SSK’lı olarak çalışmak ve sonradan aynı şirkete ortak olmak suretiyle Bağ-Kur’lu olarak tamamlıyor. Kalan bir yılında ise bir belediyeye açıktan ataması yapılarak, tekrar Emekli Sandığı’na tabi oluyor. Bu kişi, SSK veya Bağ-Kur’dan emekli olsa dahi son çalışması tekrar Emekli Sandığı’na tabi olduğu için, yıllık memuriyet süresi karşılığı ikramiye alabiliyordu.
İPTAL EDİLDİ
İşte Anayasa Mahkemesi 5 Haziran 2009 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanan 2009/17 sayılı kararında, 2829 Sayılı Kanun’un 12. maddesindeki “Son defa T.C. Emekli Sandığı’na tabi görevlerden emekliye ayrılan…” ibaresini, Anayasa’ya aykırı bulup iptal etti. Ancak iptal kararı hemen yürürülüğe girmedi. İdareye de bir yıllık yasal düzenleme yapma süresi verildi. Fakat İdare, Anayasa Mahkemesi’nin iptal ettiği düzenlemeyi, bu kez 16 Haziran 2010 tarih 5997 Sayılı Kanun’la 5454 Sayılı Emekli Sandığı Kanunu’nun 89. maddesine monte ederek sürdürme yoluna gitti. Tabii bu düzenleme de Anayasa Mahkemesi’ne taşındı ve 12 Mayıs 2011 tarih 2011/78 Sayılı Karar ile tekrar iptal edildi.
İşte 17 Ocak 2012 tarih 6270 Sayılı Kanun, Anayasa Mahkemesi’nin bu iptal kararı üzerine oluşan yasal boşluğu doldurmak üzere çıkarıldı. Fakat bu kanunun da beraberinde yeni sorunlar ve tartışmalar getireceğini şimdiden söylemeliyiz. Çünkü kanunun ana teması, istisnalar hariç istifa edene ikramiye yok ilkesine içeriyor. Kanun, ikramiye konusunda, memuriyetin sona erme şeklinde 1475 Sayılı İş Kanunu’nun 14. maddesindeki kıdem tazminatına hak kazanma koşullarının doğup doğmadığına bakılmasını öngörüyor. Malum İş Hukuku’nda temel prensip “İstifa eden kıdem tazminatı alamaz.”
Kanun’un yeni düzenlemesini ayrıntılarıyla bir sonraki yazıda ele alacağız.
OKUR SORUSUNA CEVAP
SORU: Ben ve eşim emekliyiz. 20 Mayıs 2012 tarihinde 18 yaşını dolduracak bir kızımız var. Kızım, Üniversite birinci sınıf öğrencisi. Bu güne kadar olduğu gibi, Benim üzerimden sağlık hizmetlerinden yararlanmaya devam edecek mi? 31 Ocak tarihine kadar yapmamız gereken bir şey var mı?
(NURETTİN KURTULUŞ)
CEVAP: Sizin şu anda yapmanız gereken hiçbir şey yok. Kızınız henüz 18 yaşını doldurmamış. Ayrıca, siz ve eşiniz emeklisiniz. Üstelik kızınız da yüksek öğrenim öğrencisi. Bu statüsü devam ettiği müddetçe sorun yok zaten.
CELAL KAPAN / YENİ ASIR
27.01.2012