-Yaşli bir marangozun emeklilik çagi gelmisti. işveren muteahhidine, çaliştigi konut yapim isimden ayrilmak ve eşi, buyuyen ailesi ile birlikte daha özgur bir yasam surmek tasarisindan söz etti. Çekle aldigi ucretini elbette özleyecekti.
-Emekli olmak ihtiyacindaydi, ne var ki. muteahhit iyi iscisinin ayrilmasina uzüldu. ve ondan, kendine bir iyilik olarak, son bir ev daha yapmasini rica etti.
– marangoz kabul etti ve ise giristi, ne var ki gönlunun yaptigi iste olmadigini gormek pek kolaydi. bastan savma bir iscilik yapti ve kalitesiz malzeme kullandi. kendini adamis oldugu meslegine boyle son vermek ne talihsizlikti!..
İsini bitirdiginde, isveren, evi gozden gecirmek icin geldi. dis kapinin anahtarini marangoza uzatti. “bu ev senin” dedi, “sana benden hediye”.
-Marangoz soka girdi. ne kadar utanmisti! keske yaptigi evin kendi evi oldugunu bilseydi! o zaman onu boyle yapar miydi! bizim icin de bu boyledir. gun be gun kendi hayatimizi kurariz. cogu zamanda, yaptigimiz ise elimizden gelenden daha azini koyariz. sonra da, soka girerek, kendi kurdugumuz evde yasayacagimizi anlariz. eger tekrar yapabilsek, cok daha farkli yapariz. ne var ki, geriye donemeyiz. marangoz sizsiniz. her gun bir civi cakar, bir tahta koyar ya da bir duvar dikersiniz.
“Hayat bir kendin yap tasarimidir” demistir biri. bugun yaptiginiz davranis ve secimler, yarin yasayacaginiz evi kurar. oyle ise onu akillica kurun…
(Teşekkürler Necip ÖZBEK)