İşçi Alacak ve Tazminatları SGK Emeklilik

Çalışanların emekli maaşı paradoksu

Çalışanların emekli maaşı paradoksu :Okurumuz Gül Erdoğan, “Yüksek Emekli Maaşı” konulu yazılarımızı okumuş. Kendi sigortalılığıyla ilgili özel durumları da belirterek “Ama nasıl?” diye soruyor. 1970 doğumlu olup, ilk kez 1988 yılında sigortalı olan Okurumuz, 1989-1996 döneminde Emekli Sandığı’na bağlı olarak çalışmış. 1997 yılından sonra da özel sektörde çalışmaya devam ediyor. Uygulamada hala çözümlenemeyen bir soruna da parmak basıyor. Çünkü okurumuzun sigorta bildirimleri asgari ücretin biraz üzerinde, fakat aldığı gerçek maaşın hep altında yapılmış. Doğal olarak bu durum alacağı emekli maaşını düşürecek. Kendi imkanlarıyla, bu gün emekli olsa ne kadar emekli aylığı bağlanacağını hesaplatmış. Bin lira civarında olacağı söylenmiş. Bu durum, sürdürmekte olduğu hayat standardını etkileyeceğinden kaybını nasıl telafi edeceğini araştırıyor. Seçenekleri arasında özel emeklilik sigortası primi yatırmak da var. Ancak özel sigorta primi yatırmak da bugünkü bütçesini zorlayacak. Okurumuz gerek bizim yazılarımızda ve gerekse de diğer araştırmalarından şu sonucu çıkarmış. Emekli yaşını doldurduğun anda emekli olmalısın. Çünkü her gecikme emekli maaşını düşürüp olumsuz etkiliyor. Acaba öyle mi?

İKİ YÖNTEM VAR
Önce okurumuzun son önermesinden başlayalım. Emeklilik için gün ve yaş koşulunu doldurduktan sonra beklemenin bir yararı yok. Hatta zararı var. Çünkü emeklilik maaşını düşürür. Bu önerme, okurumuz örneğinde olduğu gibi, birçok kişi için geçerli. Fakat bütün sigortalılar için bu düşüncenin geçerli olduğunu söyleyemeyiz. Daha önce örneklendirip etraflıca anlattık. Emekli aylığının hesaplanmasında 2000 yılı öncesi ve sonrası olmak üzere iki farklı hesaplama yöntemi var. Hatta 2000 yılı sonrası dönem de kendi içinde 1 Ekim 2008 öncesi ve sonrası olmak üzere iki farklı gruba ayrılıyor. 2000 yılı öncesinde gösterge ve katsayı sistemi var. Bu sistemde 1990-2000 ve 1995-2000 arası kazançlarınızın seviyesi önemli. Ama o yıllarda, primlerin yatırılabileceği en düşük ve en yüksek kazanç miktarları bire- iki gibi çok yakın bir oranda belirleniyordu. Ayrıca sigortalıların çok büyük kısmında, gerçek ücretler yüksek olsa da bildirimler asgari ücretten yapılıyordu. 2000 sonrasında ise bütün çalışma süresi kazançlarının seviyesi önem kazandı. Hatta bildirimler asgari ücretle bunun altı buçuk katı arasında daha geniş bir yelpazede yapılabiliyor.

KAZANÇ YELPAZESİ
Dolayısıyla sigortalıya kazanç yelpazesi açısından daha geniş imkan sağlanmış görünüyor. Fakat bunu belirlemek çoğu kez sigortalının elinde olmuyor. Bu durum sigortalının işveren karşısındaki pazarlık gücüne, çalıştığı işyerinin sektör ve kurumsallaşma anlayışına kadar bir çok etkene bağlı. Örneğin okurumuzun bildirimleri hep gerçek ücretlerinin altında yapılmış. 2000 yılı sonrası emekli aylık hesaplama sisteminde, alınacak emekli aylığının artırılıp düşmesi, bildirimi yapılan kazançlara bağlıdır demiştik. Pratikte bu noktada bildirimlerin asgari ücretin üç katının altında ya da üzerinde olması farklı etkilere yol açıyor. Asgari ücretin üç katının altında kalan bildirimlerde emekli aylığı her geçen ay ve yıl azalıyor. Buna karşın bildirimlerin asgari ücretin üç katını geçmesi halinde sistemde kalınan her ay ve yıl artırıcı etki yapıyor.
Bunun dışında bir sigortalının emeklilik kararını etkileyen başka etkenler de var. Örneğin emeklilik sonrası aynı veya bir başka işyerinde çalışıp çalışmayacağı. Buralardan alacağı ücret ve diğer imkanların hepsi emeklilik kararını etkiliyor. Örneğin kamu işyerlerinde yüksek ücretle çalışanların emekli olduktan sonra aynı işyerinde çalışma imkanları bulunmuyor.

BİREYSEL EMEKLİLİK
Bu işyerlerinde emekliliği dolanların bir an önce emekli olması da teşvik ediliyor. Yine alınacak emekli aylığının çalışırken elde edilen hayat standardını sürdürmeye yetip yetmeyeceği de bir başka sorun. Örneğin okurumuzun almayı tahmin ettiği bin liralık emekli aylığı gibi… Özellikle de emeklilik sonrası çalışılmayacağı varsayımında hem bu günkü hem de geleceğe dönük uzun yıllar içindeki hayat standardının sürdürülmesi bir başka sorun. Bu nedenle biz önceki yazımızda imkanı olan sigortalılarımızın bu günkü sigorta bildirim kazançlarını asgari ücretin üç katını aşacak bir seviyeye getirmelerini tavsiye etmiştik. Bir sonraki yazımızda da bu imkanı olan sigortalı ile neyi kastettiğimizi ya da sigortalıların bu konuda kullanabilecekleri imkanları değerlendirelim. Hatta özel emeklilik primi bilhassa da bireysel emeklilik konusuna da girmekte yarar var. Çünkü çevremizde bireysel emekliliğin zorunlu emekliliğin bir alternatifi olduğunu düşünenlere de rastlayabiliyoruz.

KAYNAK:CELAL KAPAN/YENİ ASIR/11.06.2013

Paylaşabilirsiniz

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir