İş mevzuatındaki mevcut düzenlemeler genellikle özürlülerin diğer işçilerden daha çok haklara sahip olmasını sağlayacak hususlar değil, özürlülerin diğer işçilerden daha kötü koşullarda çalışmasını önlemeye yönelik düzenlemelerdir. Dolayısı ile iş mevzuatında özürlülerin özürlü olmalarından dolayı hak kazanmaları gereken haklara ilişkin çeşitli hukuki düzenlemelerin yapılması gerekmektedir.
Anayasa değişiklik teklifi ile özürlülere pozitif ayrımcılık yapılmasının önü açılıyor. Ülkemizde yaklaşık 8.5 milyon özürlünün de olduğu göz önünde bulundurulduğunda Anayasa’daki değişiklik teklifinin daha da bir önem kazandığı ortaya çıkmaktadır.
İş mevzuatına göre doğuştan ya da sonradan herhangi bir nedenle bedensel, zihinsel, ruhsal, duyusal ve sosyal yeteneklerini çeşitli derecelerde kaybetmesi nedeniyle toplumsal yaşama uyum sağlama ve günlük gereksinimlerini karşılamada güçlükleri olan ve korunma, bakım, rehabilitasyon, danışmanlık ve destek hizmetlerine ihtiyaç duyan kişilerden çalışma gücünün en az yüzde 40 ından yoksun olduğu sağlık kurulu raporu ile belgelenenler özürlü olarak kabul edilmektedir.
Özürlü çalıştırma yükümlülüğü
Özürlülerin çalışma hayatı içerisinde yer alması için çeşitli hukuki düzenlemeler yapılmıştır. Bu düzenlemelerden biride belirli bir sayının üzerinde işçi istihdam eden kamu veya özel işyerlerinde özürlülerin istihdamının zorunlu hale getirilmiş olmasıdır. Bu bağlamda iş mevzuatına göre özel sektör işyerlerinde özürlü işçi istihdamı oranı en az yüzde 3 olmak zorundadır. Kamu işyerlerinde ise özürlü çalıştırma oranı yüzde 4’tür. Özürlü işçi istihdam etme zorunluluğu aynı il sınırları içerisinde 50 ve 50’nin üzerinde(tarım işkolu için 51ve üzerinde) işçi istihdam eden işverenlere getirilmiş olan bir yükümlülüktür. Özürlüler yer altı ve su altı işlerinde ve sağlık kurulu raporunda çalıştırılamayacakları belirtilen işlerde çalıştırılamaz.
Özürlülere karşı ayrımcılık yasağı
Özürlülerin çalışma koşullarının iyileştirilmesi amacıyla Anayasa ve çalışma mevzuatında bazı düzenlemeler yapılmıştır. Buna göre Anayasa’nın 50’nci maddesinde “bedeni ve ruhi yetersizliği olanlar çalışma şartları bakımından özel olarak korunur.” Hükmü yer almaktadır. Özürlülerin işe alınmasında; iş seçiminden, başvuru formları, seçim süreci, teknik değerlendirme, önerilen çalışma süreleri ve şartlarına kadar olan aşamaların hiçbirinde özürlüler aleyhine ayrımcı uygulamalarda bulunulamaz. Çalışan özürlülerin aleyhine sonuç doğuracak şekilde, diğer kişilerden farklı muamelede bulunulamaz. Ayrımcılık veya farklı muamele gösteren kamu kurum ve kuruluşları ile işverenler için 26/9/2004 tarihli ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 122 nci maddesi hükümleri uygulanır.
İş mevzuatına göre işverenler, işyerlerini özürlülerin çalışmalarını kolaylaştıracak ve işin özürlü çalışana uygunluğunu sağlayacak şekilde hazırlamak, sağlıkları için gerekli tedbirleri almak, mesleklerinde veya mesleklerine yakın işlerde çalıştırmak, işleriyle ilgili bilgi ve yeteneklerini geliştirmek, çalışmaları için gerekli araç ve gereçleri sağlamak zorundadırlar. Uygun koşulların varlığı halinde çalışma sürelerinin başlangıç ve bitiş saatleri iş kanunlarında belirtilen sürelerden az olmamak koşuluyla, özürlünün durumuna göre belirlenebilir.
Pozitif ayrımcılık bağlamında özürlüler için yapılması gerekenler Özürlülerimizin kendilerini çalışma hayatında daha huzurlu ve mutlu hissedebilmeleri için bazı düzenlemeler yapılmasına ihtiyaç vardır. Bu bağlamda özürlülerin
– Ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalıştırılmaması,
– Fazla çalışma yaptırılmaması,
– Günde 7.5 saatten fazla çalıştırılmaması,
– Yıllık izin süreleri (18 yaş altı ve 50 yaş üstündeki işçiler düzenlemesinde olduğu gibi) daha fazla süreli olması,
– Gece döneminde çalıştırılmaması,
– Ara dinlenmesi saatlerinin artırılması,
– Hafta tatili süresinin artırılması, yönünde mevzuat değişikliği yapılmalıdır. Özürlülerin çalışma hayatındaki bir başka sıkıntısı ise evlerinden işyerine geliş ve gidişlerinde çeşitli zorluklarla karşılaşıyor olmalarıdır. Özürlülerin işyerlerine rahatça gelip gidebilmelerini sağlamak amacıyla bütün yerel yönetimlerin özürlülere yönelik ulaşım imkânlarını ar ttırması ve gerekirse özürlülere servis araçları tahsisi yap ılması gerekmektedir.
İş mevzuatındaki mevcut düzenlemeler genellikle özürlülerin diğer işçilerden daha çok haklara sahip olmasını sağlayacak hususlar değil, özürlülerin diğer işçilerden daha kötü koşullarda çalışmasını önlemeye yönelik düzenlemelerdir. Dolayısı ile iş mevzuatında özürlülerin özürlü olmalarından dolayı hak kazanmaları gereken haklara ilişkin çeşitli hukuki düzenlemelerin yapılması gerekmektedir. Bu düzenlemeler yapıldığında özürlülerin özürlü olmalarından dolayı çalışma hayatında hak ettikleri yere gelmeleri söz konusu olabilecektir. Hedefimiz özürlü çalışanların haklarını diğer çalışanların seviyesinde tutmak değil, özürlüler için pozitif ayrımcılık kapsamında düzen lemeler yaparak özürlü olmanın ayrıcalığını bütün özürlülerimize çalışma hayatında hissettirmek olmalıdır.
Anayasa değişiklik teklifinin yasalaşmasına müteakip çalışma hayatında ki özürlülerin pozitif ayrımcılığına yönelik olarak yukarıda belirtilen konularda düzenlemeler yapılmasına ihtiyaç vardır.
Kaynak:Arif Temir/ 17.5.2010/Radikal