Bakan Ergün, 2023 yılına dair ekonomik hedeflere ulaşmak için takip edilmesi gereken bazı ipuçları olduğunu aktararak, Ar-Ge’ye ayırdıkları bütçe ve üretim içinde ileri teknolojili ürünlerin payının artırılması gerektiğini dile getirdi. 2011 yılında 120 bine yaklaşan marka başvurusuyla Türkiye’nin Avrupa’da ilk sırayı aldığını ifade eden Ergün, ancak bunun yetmeyeceğini, 2023 yılına kadar dünya çapında 10 küresel marka oluşturulması gerektiğini belirtti.
Bakan Ergün, Ar-Ge merkezinde yapılacak çalışmaların bu tür yenilikçi ürünlerin gelişmesine zemin hazırlayacağını dile getirerek, ”Biz bu gerçekleri çok iyi bildiğimiz için, geçen yıl Bakanlığımızı yeniden yapılandırdık. Ar-Ge, inovasyon, tasarım, markalaşma ve üniversite-sanayi işbirliği gibi alanlara özel bir motivasyonla yaklaşmaya başladık. Mesela 2008 yılından itibaren, 50 ve üzerinde Ar-Ge personeli istihdam eden firmalarımıza Ar-Ge merkezi belgesi vermeye başladık. Ar-Ge merkezlerinde yapılan Ar-Ge harcaması kadar Kurumlar Vergisi indirimi yapıyor, Ar-Ge ve destek personel ücretlerinin doktoralı olanlar için yüzde 90’ını, diğerleri için yüzde 80’ini gelir vergisinden muaf tutuyoruz” diye konuştu.
Personelin sigorta primi işveren hissesinin yarısını devlet olarak karşıladıklarını ifade eden Ergün, bu firmaların her türlü Ar-Ge ve yenilik faaliyetleri ile ilgili olarak düzenlenen kağıtlardan da damga vergisi almadıklarını anlattı.
Ergün, bugüne kadar Bakanlıklarına başvuruda bulunan 156 firmadan 121 tanesine Ar-Ge merkezi belgesi verdiklerini bildirerek, sözlerini şöyle sürdürdü:
”Ar-Ge merkezlerine bugüne kadar devlet tarafından sağlanan toplam muafiyet miktarı ise 5 milyar lirayı aştı. Sanırım sadece bu rakam bile, bizim firmalarımızın Ar-Ge ve inovasyon yapmalarına verdiğimiz önemi göstermektedir. Bu noktada şunu ifade etmek istiyorum; bizler, böyle önemli destek ve teşviklerden firmalarımızın daha fazla yararlanmaları gerektiğini düşünüyoruz. Özellikle KOBİ’lerin birleşmeler ve ortaklıklar yoluyla bu desteklerden yararlanmalarını istiyoruz.
Mesele sanayileşmede en önemli sektörlerden biri olan elektrik-elektronik sektörüne baktığımızda, sadece 10 firmanın Ar-Ge merkezi kurduğunu görüyoruz. Bu açıdan, VİKO’nun Ar-Ge merkezinin sektördeki diğer firmalar için de örnek teşkil etmesini diliyorum. Artık para sıkıntımız yok, yeter ki iş dünyamız ve girişimcilerimiz bize proje ile gelsin, ‘ben Ar-Ge yapacağım, yenilikçi ürünler üreteceğim’ desin. Gerek Bakanlığımızın gerekse KOSGEB ve TÜBİTAK gibi kurumlarımızın çok önemli destekleri mevcuttur.”