I. BAŞVURUNUN KONUSU
1. Başvurucu, başka bir kuruma naklen atanmak için muvafakat talebinin reddedildiğini ve bu işleme karşı açtığı davanın da reddedilmesi nedeniyle Anayasa’nın 5, 48 ve 49. maddelerinde tanımlanan haklarının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.
II. BAŞVURU SÜRECİ
2. Başvuru, 22/10/2012 tarihinde Anayasa Mahkemesine şahsen yapılmıştır. Dilekçe ve eklerinin idari yönden yapılan ön incelemesinde Komisyona sunulmasına engel bir eksikliğin bulunmadığı tespit edilmiştir.
3. İkinci Bölüm İkinci Komisyonunca, 25/12/2012 tarihinde başvurunun karara bağlanması için Bölüm tarafından ilke kararı alınması gerekli görüldüğünden, Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü’nün 33. maddesinin (3) numaralı fıkrası uyarınca, kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına ve dosyanın Bölüme gönderilmesine karar verilmiştir.
III. OLAY VE OLGULAR
A. Olaylar
4. Başvuru dilekçesindeki ilgili olaylar özetle şöyledir:
5. Başvurucu Kara Kuvvetleri Komutanlığında sivil memur olarak çalışmakta iken Türkiye İş Kurumunda boş bulunan elektrik teknisyeni kadrosuna atanmak için 7/4/2011 tarihinde başvuruda bulunmuştur.
6. Türkiye İş Kurumu, başvurucunun naklen atanması için Kara Kuvvetleri Komutanlığından 14/4/2011tarihinde muvafakat istemiştir. Kara Kuvvetleri Komutanlığı bu talebi 16/6/2011 tarihinde personel ihtiyacını gerekçe göstererek reddetmiştir.
7. Başvurucu, bahsedilen işlemin iptali talebiyle 5/8/2011 tarihinde Askeri Yüksek İdare Mahkemesinde dava açmıştır. Askeri Yüksek İdare Mahkemesi 2. Dairesi 11/4/2012 tarih ve E.2011/1031, K.2012/420 sayılı kararı ile açılan davayı reddetmiştir.
8. Başvurucunun 28/5/2012 tarihli karar düzeltme talebi de aynı Daire tarafından 19/9/2012 tarih ve E.2012/774, K.2012/775 sayılı kararı ile reddedilmiş ve karar verildiği tarihte kesinleşmiştir. Karar, 28/9/2012 tarihinde başvurucuya tebliğ edilmiştir.
B. İlgili Hukuk
9. Anayasa’nın 148. maddesinin üçüncü fıkrası, geçici 18. maddesinin yedinci fıkrası, 30/3/2011 tarih ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un 45. maddesinin (1) numaralı fıkrası, geçici 1. maddesinin (8) numaralı fıkrası, 4/7/1972 tarih ve 1602 sayılı Askeri Yüksek İdare Mahkemesi Kanunu’nun 63. maddesi.
IV.İNCELEME VE GEREKÇE
10. Mahkemenin 12/2/2013 tarihinde yapmış olduğu toplantıda, başvurucunun 22/10/2012 tarih ve 2012/329 numaralı bireysel başvurusu incelenip gereği düşünüldü:
A. Başvurucunun İddiaları
11. Başvurucu, başka bir kuruma naklen atanma talebinin personel ihtiyacı gerekçe gösterilerek reddedildiğini ancak, yurtdışı görevde bulunduğu sürece görev yaptığı birimde hizmet ve faaliyetlerde bir aksama olmadığını, mevcut kurumunda yeni atanacağı birimde de kadro fazlası durumda bulunacağını, bu gerekçelerini Daireye sunmasına rağmen göz önünde bulundurulmadan taraflı karar verildiğini, bu nedenle istediği alanda daha iyi koşullarda çalışamadığını ve çalışma özgürlüğünün ihlal edildiğini, maddi manevi varlığını geliştiremediğini, ailesine karşı ödevlerini yeterince yerine getiremediğini ve böylece bunlara bağlı olarak ruh ve beden sağlığı ile huzurlu ve mutlu olmasının engellendiğini belirterek Anayasa’nın 5, 48 ve 49. maddelerinde yer alan haklarının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.
B. Değerlendirme
12. Anayasa’nın 148. maddesinin üçüncü fıkrası ile 6216 sayılı Kanun’un 45. maddesinin (1) numaralı fıkrasında herkesin, Anayasada güvence altına alınmış temel hak ve özgürlüklerinden, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve buna ek Türkiye’nin taraf olduğu protokoller kapsamındaki herhangi birinin kamu gücü tarafından, ihlal edildiği iddiasıyla Anayasa Mahkemesine başvurabileceği hükmüne yer verilmiştir. Anayasa’nın geçici 18. maddesinin yedinci fıkrasında bireysel başvuruya ilişkin düzenlemelerin iki yıl içinde tamamlanacağı ve uygulama kanununun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren bireysel başvuruların kabul edileceği, 6216 sayılı Kanun’un 76. maddesinin (1) numaralı fıkrasında ise Kanunun 45 ilâ 51 inci maddelerinin 23/9/2012 tarihinde yürürlüğe gireceği belirtilmiştir.
13. 6216 sayılı Kanun’un geçici 1. maddesinin (8) numaralı fıkrası şöyledir:
“Mahkeme, 23/9/2012 tarihinden sonra kesinleşen nihai işlem ve kararlar aleyhine yapılacak bireysel başvuruları inceler.”
14. 1602 sayılı Kanun’un 63. maddesinin birinci ve ikinci fıkraları şöyledir :
“ Daireler ve Daireler Kurulu kararları kesin olup, kesin hükmün bütün hukuki sonuçlarını hasıl eder. Bu kararlar aleyhine, ancak bu kanunda yazılı kanun yollarına başvurulabilir.
Askeri Yüksek İdare Mahkemesinin esasa ve yürütmenin durdurulmasına ilişkin kararlarının icaplarına göre idare, altmış gün içinde işlem tesis etmeye veya eylemde bulunmaya mecburdur.”
15. Anayasa ve 6216 sayılı Kanun’un anılan hükümleri uyarınca Anayasa Mahkemesinin zaman bakımından yetkisinin başlangıcı 23/9/2012 tarihi olup, Mahkeme, ancak bu tarihten sonra kesinleşen nihai işlem ve kararlar aleyhine yapılan bireysel başvuruları inceleyebilecektir. Bu açık düzenlemeler karşısında, anılan tarihten önce kesinleşmiş nihai işlem ve kararları da içerecek şekilde yetki kapsamının genişletilmesi mümkün değildir. Mahkemenin zaman bakımından yetkisine ilişkin bu düzenlemelerin kamu düzenine ilişkin olmaları nedeniyle, bireysel başvurunun tüm aşamalarında resen dikkate alınmaları gerekir.
16. Öte yandan, Anayasa Mahkemesinin zaman bakımından yetkisi için kesin bir tarihin belirlenmesi ve Mahkemenin yetkisinin geriye yürür şekilde uygulanmaması hukuk güvenliği ilkesinin bir gereğidir. (B. No: 2012/51, § 18, 25/12/2012)
17. Bir hükme karşı başvurulabilecek kanun yolunun kalmaması veya baştan böyle bir yolun bulunmaması ile hüküm şeklî anlamda kesinleşir. Kesinleşme olağan kanun yollarının tüketilmesi veya tüketilmesi için öngörülen zamanın geçmesi ile gerçekleşmektedir.
18. 1602 sayılı Kanun’un 63. maddesi uyarınca, Askeri Yüksek İdare Mahkemesinin daireleri veya Daireler Kurulu kararları verildikleri tarihte kesin olup kesin hükmün bütün sonuçlarını doğurur. Dolayısıyla kararın tebliğinin hükmün kesinleşmesi üzerinde bir etkisi bulunmayıp tebliğ tarafların kararlardan haberdar olmalarını sağlar.
19. Başvuru konusu olayda, 16/6/2011 tarihinde muvafakat talebi reddedilen başvurucu, 5/8/2011 tarihinde Askeri Yüksek İdare Mahkemesinde işlemin iptali talebiyle dava açmıştır. Açılan dava, Askeri Yüksek İdare Mahkemesi 2. Dairesinin 11/4/2012 tarih ve E.2011/1031, K.2012/420 sayılı kararı ile reddedilmiştir. Başvurucunun28/5/2012 tarihli karar düzeltme talebi de aynı Daire tarafından 19/9/2012 tarih ve E.2012/774, K.2012/775 sayılı kararı ile reddedilmiş ve karar verildiği tarihte kesinleşmiştir. Karar, 28/9/2012 tarihinde başvurucuya tebliğ edilmiştir.
20. Açıklanan nedenlerle, başvuru konusu kararın bireysel başvuruların incelenmeye başlandığı tarih olarak belirlenen 23/9/2012 gününden önce kesinleşmiş olduğu anlaşıldığından başvurunun, diğer kabul edilebilirlik şartları yönünden incelenmeksizin “zaman bakımından yetkisizlik” nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.
V. HÜKÜM
Başvurunun, “zaman bakımından yetkisizlik” nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA, yargılama giderlerinin başvurucu üzerinde bırakılmasına, 12/2/2013 tarihinde OY BİRLİĞİYLE karar verildi
Anayasa Mahkemesi Başkanlığından:
İKİNCİ BÖLÜM
KARAR
Başvuru Numarası : 2012/329
Karar Tarihi : 12/2/2013
Başkan : Alparslan ALTAN
Üyeler : Serdar ÖZGÜLDÜR
Engin YILDIRIM
Celal Mümtaz AKINCI
Muammer TOPAL
Raportör : Selami ER
Başvurucu : Ahmet Melih ACAR
.