İş Sağlığı ve Güvenliği

İş sağlığı ve güvenliği için personel zorunluluğu

6331 Sayılı yeni İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu için işletmelere yeni yükler ve ilave maliyet getirdiğine yönelik eleştiriler yapılıyor. Hatta eleştirilerde uç örnek olarak apartman işyerlerinin kullanıldığını görüyoruz. Bundan sonra her apartmanın, işyeri hekimi, işgüvenlik uzmanı ve hemşire çalıştırmak zorunda olduğu vurgulanıyor. Konuya böyle yaklaşılmasında dikkatimiz çeken iki yön var. İlk olarak, kanunların hazırlığında görev yapanların, bu toplumun yapısından ve altyapıdaki sorunlardan ne kadar habersiz olduklarını görüyoruz. Yanlış anlaşılma olmasın, burada asıl sorun 6331 Sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’nda değil. Mesele öncelikle 634 Sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu’nda. Daha doğrusu bu kanunun uygulamasında. Ülkemizde bugün milyonlarca apartmanda en temel sorunların giderilmesi için aidat toplamada güçlük yaşanıyor. Hatta sayısı yüz binlerle ifade edilecek kadar çok apartmanda kira karşılığı ya da “Yarım kapıcı” adı altında, ücret ödemeden ve sosyal güvencesi olmaksızın eleman çalıştırılıyor. Bazı apartmanlar ise yönetimi ele alanların küçük çaplı yolsuzluk kaynağı olarak kullanılıyor.

İYİ TANITILMADI
 
Bu yönüyle baktığımızda 6331 Sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’nun uygulanmasının, sadece apartman işyerlerinde değil, benzer sorunlar yaşayan, örneğin okullardaki aile birliği işyerlerinde, ya da bekçi ve katip gibi eleman istihdam eden köy muhtarlıklarında da neredeyse imkansız olduğunu söyleyebiliriz. Konunun ikinci yönü ise hazırlık sürecinde kamuoyunda yeterince tanıtılıp tartışılmayan ve toplum gerçeklerinden biraz habersiz çıkan kanunların, yayımlanması hatta yürürlüğe girmesinden sonra böyle uç örneklerden hareketle tartışılmaya başlanmasıdır. Bunun en güzel örneğini Türk Ticaret Kanunu’nda yaşadık. Belki de dünyada bir ilk yaşandı ve bir kanun henüz yürürlüğe bile girmeden değiştirildi. Sırada yeni yürürlüğe giren Borçlar Kanunu var. Dileğimiz 6331 Sayılı Kanun’un da uygulamada sorun çıkaracak noktalarının bir an önce ele alınması ve yeniden düzenlenmesi. Bunu neden söylüyoruz. Çünkü 6331 Sayılı Kanun her şeyden önce işverenlere yeni ve ciddi yükümlülükler getiriyor. Bu yükümlülüklerin genel nitelikte olanlarına daha önceki yazılarımızda değinmiştik. Ama kanunla bir de işverene yüklenen iş sağlığı ve güvenliği hizmetleri verme yükümlülüğü var. Bu kapsama giren hizmetler, ilave masraf yapmayı gerektiren somut yükümlülükler.

İŞ SÖZLEŞMESİ 
Bunların başında da işverenin iş güvenliği uzmanı, işyeri hekimi ve diğer sağlık personeli (örneğin hemşire) görevlendirmesi yükümlülüğü geliyor. Peki işveren bu nitelikteki personeli nereden bulacak? Kanundaki tanıma baktığımızda ilk yöntem, işverenin bu nitelikteki personeli çalışanları arasından görevlendirmesi. Bu tanım bize, artık işverenin iş güvenliği uzmanı, işyeri hekimi ve diğer sağlık personeli gibi yeni elemanlar istihdam etme yükümlülüğünün doğduğunu gösteriyor. Bu tanımdan ayrıca, işverenle söz konusu iş güvenliği uzmanı, işyeri hekimi ve diğer sağlık personeli arasındaki iş ilişkisinin bir iş sözleşmesine dayanması gerektiği sonucunu çıkıyor. Dolayısıyla, 4857 Sayılı İş Kanunu’na göre bir işçi-işveren ilişkisi kurulacak ve doğal olarak bu çalışanların işyerinin sigortalısı olarak bildirimleri yapılacaktır.

İSTİSNAİ DURUMLAR 
İşveren kendi çalışanları arasından bu nitelikte personeli bulamazsa, bu hizmetin tamamını veya bir kısmını ortak sağlık ve güvenlik birimlerinden hizmet alarak da yerine getirebilir. Bu durumda ise işveren, aldığı işyeri hekimliği ve iş güvenliği uzmanlığı hizmetleri karşılığında ortak sağlık ve güvenlik birimlerine ödeme yapacak. Ancak işverenin, belirlenen niteliklere ve gerekli belgelere sahip olması halinde bu hizmetlerin işverence yerine getirilmesi de mümkün. Bu üçüncü seçeneğin, örneğin işverenin doktor olup işyeri hekimliği sertifikasının bulunduğu veya iş güvenliği uzmanı belgesi alan bir teknik eleman olduğu istisnai durumlarda geçerli olduğunu söylemeliyiz. Keza, bu istisnanın geçerli olması için, işyerinin tehlike sınıfı ve çalışan sayısı da önemli olup işverenin işletmeyi yönetme görevi dışında bu hizmetlere gerçekten zaman ayırabilmesi gerekir. Bir başka istisna ise tam süreli işyeri hekiminin görevlendirildiği işletmelerde, artık diğer sağlık personelinin görevlendirme zorunluluğunun ortadan kalkmasıdır. 4734 Sayılı Kamu İhale Kanunu’na tabii kamu kurum ve kuruluşları ise iş sağlığı ve güvenliği hizmetlerini, Sağlık Bakanlığı’na ait döner sermayeli kuruluşlardan doğrudan temin edebilecekleri gibi ihale yöntemiyle satın alma yoluna da gidebilecekler.

CELAL KAPAN / YENİ ASIR G. 03.08.2012

Paylaşabilirsiniz

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir