Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 5’inci maddesinde “İstisnalar” sayılmak suretiyle belirlenmiş bulunmaktadır. Genel kural olarak vergi istisnalarının ilgili bulunduğu yılın kazancıyla sınırlı olarak indirim konusu yapılması gerekmektedir. Ancak kazancın kendisine sağlanan istisnalar ilgili yılda kurum kazancı yeterli olmadığı takdirde gelecek yıllara da sarkabilmektedir. Bu bağlamda ilgili yılda kurum kazancının yeterli olmaması halinde veyahut da kurum faaliyetinin zararla kapanması durumunda bu tür kazanca tanınan istisnalar ertesi yıla da taşabilmektedir. Bu gruba giren istisnalar şunlardır:
* İştirak kazançları istisnası (KVK. Md:5/1-a)
* Yurt dışı iştirak kazancı istisnası (KVK. Md:5/1-b)
* Tam mükellef anonim şirketin yurt dışı iştirak hisseleri satış kazancı istisnası (KVK. Md:5/1-c)
* Emisyon primi istisnası (KVK. Md:5/1-ç)
* Yatırım fon ve ortaklıkların portföy işletmeciliği kazancı ile Kurumlar Vergisi Kanunu’nda belirtilen diğer fon ve ortaklıkların kazançlarına ilişkin istisna (KVK. Md:5/1-d)
* Taşınmaz, iştirak hissesi, kurucu senetlerin, intifa senetleri ve rüçhan hakkı satış kazançlarına ilişkin istisna (KVK. Md:5/1-e)
* Bankalara borçları nedeniyle taşınmazlar, iştirak hisseleri, kurucu senetleri ve intifa senetleri ile rüçhan haklarının satışından doğan kazanç istisnası (KVK. Md:5/1-f)
* Yurt dışında işyeri veya daimi temsilci aracılığıyla elde edilen kazanç istisnaları (KVK. Md:5/1-g)
* Yurt dışında yapılan inşaat, onarım, montaj işleri ile teknik hizmetlerden sağlanan kazanç istisnası (KVK. Md:5/h-1)
* Eğitim tesisleri ile rehabilitasyon merkezlerinin işletilmesinden elde edilen kazançlara ilişkin istisna (KVK. Md:5/1-ı)
* Serbest bölgelerde elde edilen kazançlara ilişkin istisna
* Teknoloji geliştirme bölgelerine ilişkin istisna
* Türk Uluslararası Gemi Sicili’ne kayıtlı gemilerin işletilmesinden ve devrinden elde edilecek kazançlara ilişkin istisna
* Diğer kanunlar gereği indirimi kabul edilen kazanç istisnaları
* Uluslararası vergi anlaşmalarından kaynaklanan istisnalar
Yukarıda sayılmak suretiyle belirtilen istisnaların mevcut kurum kazancından indirilmesi konusunda önceliği bulunmaktadır.
Buna karşılık bazı istisnalar ancak kurum kazancının bulunması halinde indirim konusu yapılmakta olup, indirim konusu ilgili yılda yapılamadığı taktirde ertesi yıla taşınamamaktadır. Bu gruba giren kurumlar vergisi istisnası ise risturn istisnası ile sınırlıdır.
Yatırım indirimi ile ilgili olarak Gelir Vergisi Kanunu’nun geçici 69’uncu maddesinde yer alan vergi matrahının yüzde 25’i ile bağlantılı indirime yönelik kısıtlama Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilmiş olup, bu konuda yine Yüksek Mahkeme tarafından verilen “uygulamanın yürürlüğünün durdurulması” kararı ile de daha önce indirimi yapılamayan yatırım indirim hakkının 2011 yılı beyanları üzerinde kullanılması, sınırlama nedeniyle indirim konusu yapılamayan yatırım harcamalarının indirim konusu yapılması mümkün hale gelmiştir.
Geçmiş yıl zararları, Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 9’uncu maddesinin birinci fıkrası uyarınca kurumlar vergisi matrahının tespitinde kurumlar vergisi beyannamesi üzerinde her yıla ilişkin tutarlar ayrı ayrı gösterilmek koşuluyla, kurum kazancından indirim konusu yapılabilmektedir. Bu bağlamda kurumlar vergisi beyannamelerinin düzenleniş biçimlerinde kurum kazancından öncelikle kazanç unsuru istisnaların indirilmesine olanak sağlandığı anlaşılmaktadır. Bu uygulama, kurumların cari yıl ticari bilanço kârının hesabında gelir kaydettikleri istisnaya tabi kazançların gider niteliğindeki geçmiş yıl zararlarından önce indirilmesi düşüncesinin sonucudur. (Beyanname Düzenleme Kılavuzu, 2012, HUD, Hesap Uzmanları Derneği, Sf:632)
Diğer yandan her bir istisna tutarı için 2011 yılında 171 bin TL’yi aşan ve 2012 yılında ise 189 bin TL’yi aşan (A) tipi yatırım fonlarının portföy işletmeciliğinden doğan kazanç istisnası ile iştirak hisselerinin veya gayrimenkullerin satışından doğan kazançlara ilişkin istisnalar için yeminli mali müşavirler tarafından rapor düzenlenmesi gerekmektedir. Ancak gelir ve kurumlar vergisi beyannamelerini tasdik ettiren, tam tasdik yaptıran mükelleflerin söz konusu istisnalardan yararlanabilmek için ayrıca vergi dairesine tasdik raporu ibraz etmelerine gerek bulunmamaktadır.
VEYSİ SEVİĞ / İTO Gazetesi/20.04.2012