Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik de tasarıdaki ana ihtilaf konusunun halen yüzde 10 olan işkolu barajı olduğunu bildirdi. İstatistiklerin yayımlanmasıyla ilgili daha önce bir öteleme kararı alındığını, buna göre bu istatistiklerin 17 Ocak’ta açıklanacağını hatırlatan Çelik, yeni bir ertelemenin gündemlerinde olmadığını belirtti.
Çelik, ”İstatistiklerin yayımlanmaması yeni bir erteleme demektir. Bu ise 6 ay önce konuştuklarımızla çelişkili bir tablonun ortaya çıkması anlamına gelir ki böyle bir yolu da tercih etmeyeceğimizi bu ziyaretiniz vesilesiyle ifade etmek istiyorum” dedi.
İstatistiki verilerin önemine işaret eden Çelik, verilerle gerçek rakamlar arasında farklar bulunduğunu söyledi.
Ülkede 10,5 milyon çalışan, 880 bin de sendikalı işçi olduğunu anlatan Çelik, bunun netleşmesi adına SGK verilerinin esas alınmasını ve çalışma hayatını sanal ortamdan gerçekçi ortama çekmeyi amaçladıklarını ifade etti.
SGK verilerini esas alarak bu yasa tasarısını hazırladıklarını bildiren Çelik, şöyle konuştu:
”Sanal verilerle gerçek verilerin çatıştığı, karşı karşıya geldiği zor bir dönemeçteyiz. Bunun zorluğunu kabul ediyorum. Yüzde 10 barajını, yani istatistikleri yayımlayıp bu barajı koyduğunuz zaman Türkiye’de sendikal hareketin büyük ölçüde, yüzde 90’lar düzeyinde yetkisiz duruma düşeceği açıktır. O halde sürdürülemez bir tabloyla karşı karşıyayız.”
AB ve ILO normlarını da dikkate alarak bu tasarıyı hazırladıklarını, baraj konusunda ise farklı görüşler ileri sürüldüğünü anlatan Çelik, bu konuda büyük ölçüde uzlaşının varlığından söz edilebileceğini bildirdi.
İşyeri ve işletme barajı konusunda uzlaştıklarını, ancak yüzde 10’luk baraj konusunun Bakanlar Kurulunda ele alınması gerektiğini belirten Çelik, şöyle dedi:
”Hükümet ve bakanlık olarak bu ay içerisinde bu yasanın yasalaşması konusunda irademizi ve bütün gücümüzü ortaya koyacağımızı burada ifade ediyorum. Neticesi ne olur? Neticesi, bu kararlılık çerçevesinde bu ay içerisinde yıllardır özlenen ve beklenen, 12 Eylül ara rejiminin ürünü olan bu mevzuattan çalışma hayatımızı kurtarmış oluruz veya istatistiklerin yayımlanmasıyla daha farklı bir sürece girmiş olacağız. Sayın Başbakanımız ile ilgili bakan arkadaşlarımızla, bakanlığımda da çeşitli yerlerde önemli değerlendirme toplantıları yaptık. Hatta konfederasyon başkanlarıyla fikir teatisinde bulunduk. Bu ay içinde bunun çözümüyle ilgili bir iradenin var olduğunu da ifade etmiş oluyorum.”
Bir soru üzerine, iş kolu barajıyla ilgili Bakanlar Kuruluna sevk edilen tasarıdaki oranın binde 5 olduğunu kaydeden Çelik, şunları belirtti:
”Binde 5 olarak uygulandığında şu anda 9 sendikamızın yetkisi düşüyor. Yüzde 1 olarak uygulandığında ise mevcut rakamlar için söylüyorum; 15 sendikamızın yetkisizliği söz konusu. Bu oran yüzde 5’lere çıktığı zaman 28 sendikanın yetkisizliği söz konusu. Bütün buradaki karmaşa şuradan kaynaklanıyor: Mevcut bu sanal 3 milyon 200 bin sendikalı ile 5 milyon 400 bin çalışan baz alınarak o çerçevedeki yüzde 10 barajı ile bu gerçek rakamların mukayesesinde sıkıntı yaşanıyor. Aslında yüzde 10 barajıyla şu anda 52 sendika yetkiyi alırken binde 5 barajıyla 43 sendika yetkiyi alabiliyor.”
Çalışma barışından yana olduklarını, barajın bir uzlaşmayla belirlenmesinin yerinde olacağını ifade eden Çelik, temaslarının da bu çerçevede sürdüğünü bildirdi.
Çelik, ”Bütün problem, sanal ve gerçek rakamlar arasındaki mukayesenin sağlıklı yapılamamasından kaynaklanıyor” dedi.
-Memurların toplu sözleşme süreci-
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın gazetecilerin yıpranma hakkıyla ilgili açıklamaları hatırlatılarak bu yönde bir düzenlemenin söz konusu olup olmayacağı da sorulan Çelik, bu konuda çok değerlendirme yaptıklarını söyledi.
Çelik, şunları kaydetti:
”Önümüzdeki süreçte, Sayın Başbakanımıza ne şekilde arz edildi bilemiyorum, ama mutlaka kendilerinin de bir talimatı olacaktır. Bizim burada işyerlerindeki, iş kollarındaki risk alanlarıyla ilgili bir değerlendirmeydi bu geçtiğimiz dönem ve bilimsel olarak ortaya konan risk merkezli ağır iş kollarına dönük yıpranma payı düzenlemesi gerçekleşmişti. Gazeteci arkadaşlarımızla ve tüm çalışanlarla ilgili ne gibi risk alanları var, yeni bir değerlendirmeyle ele alınabilir ve bu çerçevede Sayın Başbakanımızın talimatını alır ve ona göre bir değerlendirmeyi de paylaşırız.”
Memurların toplu sözleşmesi sürecinde hakem heyetinin oluşumuyla ilgili bir soruyu da yanıtlayan Çelik, 15 Ocak’ta kamu çalışanlarının zam oranlarının belirleneceğini, anayasa değişikliğiyle bunun masada belirlenmesinin öngörüldüğünü hatırlattı.
15 Ocak tarihinin yaklaştığını, geçmiş döneme ait enflasyon farklarının açıklandığını dile getiren Çelik, ama ücretlere yapılacak zamla ilgili uyum yasasının çıkması gerektiğini belirtti.
Çelik, burada ihtilaflı bir iki konu olduğunu söyleyerek, sözlerini şöyle sürdürdü:
”Hakem heyeti konusunda Sayıştay Başkanı olabileceği gibi daha da geniş tutulması şeklinde bir değerlendirme yapılıyor. Yani, Yargıtay, Sayıştay, Danıştay başkanlarının ve daire başkanlarının olabileceği şeklinde bir değerlendirme yapılıyor. Bu yönüyle çok ihtilaf konusu olmuyor. Yargıdan bir yetkilinin dönemsel olarak başkanlık yapması şeklinde bir değerledirme. Ama orada da gerek toplu sözleşme hizmet kolu bazında ne şekilde olacak, yerel yönetimlerle ilgili şu anda yapılan toplu sözleşmeler var. O konularla ilgili konfederasyonların bazı talepleri var. Kamu çalışanlarıyla ilgili yapacağımız toplu sözleşme uyum yasası çok daha hazır bir vaziyette diyebilirim. Hemen sevk edilme noktasında. Onu da ocak ayı içerisinde yasalaştırır ve kamu konfederasyonlarımızla toplu sözleşme masasına otururuz.”
Belediye çalışanlarıyla ilgili sözleşmeler konusundaki bir başka soru üzerine ise Çelik, ihtiyari bir sözleşme talebi bulunduğunu söyledi.
Çelik, şöyle konuştu:
”Burada kamu-işveren biliyorsunuz bir merkez. Kamu çalışanlarının durumunu da biliyorsunuz. Burada yapılacak bir toplu sözleşmenin aslında herkesi bağladığı, yeni bir ücret farklılaşmasına gidilmemesi gerektiği konusunda bakanlarımızın görüşleri var. Bu konuda konfederasyonların da devam eden, bir anlamda ihtiyari sözleşmenin devam etmesi gerektiği konusunda işçiyle memur arasında yerel yönetimlerde bazı farklılıkların toplu sözleşme içerisinde oluştuğunu, bunun moral ve motivasyonu engellediğini bu anlamda da memurlara da böyle ihtiyari bir sözleşmenin yapılması gerektiği konusunda konfederasyonların talepleri var. Hükümet olarak da kamu çalışanı kamu çalışanıdır, kamu çalışanları arasında bir ücret farkının oluşmaması şeklinde bir görüş var. Bunları uzlaştırmaya çalışıyoruz.”
Çelik, başka bir soru üzerine, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun sendikalara yönelik açıklamalarını da eleştirerek, Kılıçdaroğlu’nun son dönemdeki tavrını dikkatle izlediklerini, ”Sağa sola çatan bir davranış sergilediğini” söyledi.
Çalışma hayatında uzlaşının önemine işaret eden Çelik, birçok sorunu uzlaşıyla çözdüklerini belirtti.