Kurumlar Vergisi Yasası’nın 1/ç maddesinde dernek ve vakıflara ait iktisadi işletmelerin kurumlar vergisine tabi olduğu hususu hükme bağlandıktan sonra, aynı yasanın ikinci maddesinin 6 fıkrasında söz konusu işletmelerin tanımı yapılmıştır. Buna göre, “Dernek veya vakıflara ait iktisadi işletmeler; dernek veya vakıflara bağlı olup, faaliyetleri devamlı bulunan” ve sermaye şirketleri ile kooperatifler dışında kalan ticari, sınai ve zirai işletmeler ile benzer nitelikteki yabancı işletmeler, dernek veya vakıfların iktisadi işletmeleridir.
Yasal düzenleme gereği Kurumlar Vergisi Yasası’nın uygulanması açısından sendikalar dernek; cemaatler vakıf sayılmaktadır.
Dernek ve vakıfların iktisadi işletmelerinin kurumlar vergisine tabi tutulabilmesi için;
* İşletmenin dernek ve vakıflara ait veya bağlı olması gerekmektedir. Bu bağlamda ait olma sermaye bakımından, bağlı olma ise idari bakımdan bağlılığı ifade etmektedir.
* İşletme faaliyetinin ticari, sınai veya zirai nitelikte olması gerekmektedir.
* Faaliyetin devamlılık göstermesi değerlendirme açısından önem taşımaktadır.
* İşletmeler; sermaye şirketi veya kooperatif şeklinde kurulmamış olmalıdır.
İşletmelerde devamlılık unsuru, bir hesap dönemi içinde aynı veya ayrı faaliyet alanlarında ticari mahiyet arz eden işlemlerin birden fazla yapılmasını ifade etmektedir. Bu bağlamda da aynı hesap döneminde tek işlem nedeniyle ticari faaliyetin devamlılık unsurunun oluştuğunu kabul etmek mümkün olmamakla birlikte, yapılan faaliyetin organizasyon gerektirdiği veya amacı ticari olması halinde devamlılık unsurunun varlığından bahis edilebilecektir.
Ticari organizasyon, sermaye tahsisi, işyeri açılması, personel istihdamı, ticaret siciline kayıt olmak gibi unsur ve koşullardan tümü veya bir kısmının yerine getirilmesi suretiyle belirli şekilde gerçekleştirilebilir. Bu doğrultuda yapılan organizasyon çerçevesinde bir takvim yılı içerisinde veyahut da devam eden bir süreç içerisinde birbirini izleyen birkaç yıl içerisinde tek bir işlem veyahut iş yapılmış olsa dahi ticari faaliyetin varlığından bahis edilecektir.
Faaliyetin dönemsel veya mevsimlik olması faaliyetin devamlılığına engel oluşturmamaktadır.
Kurumlar Vergisi Yasası’nın ikinci maddesinin altıncı fıkrası hükmü gereği olarak “dernek ve vakıflara ait iktisadi işletmeler;
* Kazanç gayesi güdüp gütmemesine,
* Faaliyetin, yasa ile verilmiş görevler arasında bulunup bulunmamasına,
* Tüzel kişiliği haiz bulunup bulunmamasına,
* Bağımsız muhasebelerinin bulunup bulunmamasına,
* Kendilerine tahsis edilmiş sermaye veya işyerlerinin bulunup bulunmadığına bakılmaksızın kurumlar vergisine tabi mükellef olmak zorundadırlar.
Diğer yandan;
* Satılan mal veya hizmet bedellerinin sadece maliyet bedelini karşılayacak kadar olması,
* Kâr edilmemesi,
* Elde edilen kârın kuruluş amaçları doğrultusunda harcanması,
Söz konusu kuruluşların iktisadi işletme olma özelliğini değiştirmemektedir.
Kazanç sağlama amacı olmasa dahi, işletmenin konusunun ve faaliyetinin, her türlü mal ve hizmet satışı ya da buna benzer şekillerde olması ve devamlı surette yapılması durumlarında da dernek ve vakıflara ait iktisadi işletmenin oluştuğu kabul edilecektir.
İktisadi işletmenin tanımı içinde yer alan ve devamlı olarak yapılan ticari, sınai veyahut da zirai faaliyetin varlığından bahis edebilmek için bu işletmenin alım ve satımda bulunması, başka bir anlatımla üretilen ve/veya satın alınan malların veya verilen hizmetlerin bir bedel karşılığında olması gerekmektedir. Aksi takdirde diğer unsurlar var olsa bile bir ticari işletmenin varlığını iddia ve ispat etmek zorlaşır.
Derneklerin kamuya yararlı derneklerden sayılması veya vakıflara Bakanlar Kurulu kararı ile vergi muafiyeti tanınmış olması bunlara bağlı iktisadi işletmelerin vergilendirilmesi ile ilgili zorunluluğu etkilemektedir.
Dolayısıyla ülkemizde dernek ve vakıflara ait veya bağlı olup, faaliyetleri nedeniyle kurumlar vergisine tabi tutulan işletmelerine paralel olarak Türkiye’de faaliyet gösteren benzeri nitelikteki yabancı işletmelerde aynı esaslar dahilinde kurumlar vergisi mükellefiyeti tesis ettirmek zorundadırlar.
Veysi SEVİĞ/İTO Gazetesi/01.4.2011