İş Kanunu’nda yer alan haklardan birisi de, ihbar tazminatıdır. İşveren veya işçi, yasada öngörülen önellere ve usule uymaksızın hizmet akdini feshederse, diğer tarafa bir tazminat ödemekle yükümlüdür. Bu tazminata ihbar tazminatı denir. İhbar tazminatı, bildirim koşullarına uymayan tarafın ödemekle yükümlü olduğu bir tazminat olup, ödenmesi ancak süresi belirli olmayan sürekli hizmet akitlerinin feshedilmesi halinde söz konusudur. Bu nedenle belirli süreli hizmet akitlerinin sona ermesinde ihbar tazminatından bahsedilemez.
İş Kanunu’nun 17’nci maddesinde işverenin işçinin ihbar sürelerine ait ücretini peşin vermek suretiyle iş sözleşmesini feshedebileceği belirtilmiştir. Ancak, bu durumda da bildirim süresi işçinin çalıştığı sürenin hesabında göz önünde tutulmalıdır. Yargıtay, işverenin işçinin ücretini peşin ödeyerek akdi feshettiğini bildirmesiyle akdin derhal sona ereceği görüşündedir. Yargıtay’ın bu görüşü, bildirim süresinin hesaba katılmaması, bu süre içinde kazanılacak ikramiye, kıdem tazminatı, toplu sözleşme zammı, yıllık ücretli izin gibi haklardan işçinin yoksun bırakılması ve böylece sadece işverene tanınan bir seçeneğin işçinin zararına kullanılması sonucunu doğurmaktadır. Ancak Yargıtay
son zamanlarda vermiş bulunduğu bazı kararlarda, bildirim süresine ilişkin ücretin peşin ödenmesi halinde işçinin bu süredeki haklarının da tanınmasıyla derhal işten çıkarılabileceği görüşünü kabul etmiştir.
İhbar tazminatına esas olacak ücretin hesabında, işçinin ücretine ilaveten işçiye sağlanmış olan para ve para ile ölçülmesi mümkün sözleşmeden ve kanundan doğan menfaatlerin de göz önünde tutulması gerekmektedir.
Bildirim süresini beklemeksizin işçinin iş sözleşmesinin sona erdirilmesi durumunda, iş sözleşmesinin sona erdiği tarihte işçi ihbar tazminatına hak kazanmakta olup, ihbar tazminatının da derhal ödenmesi gerekmektedir.
İhbar tazminatının hesabında, kıdem tazminatına esas olacak ücretler ve ödemeler dikkate alınmaktadır. Ancak, kıdem tazminatının süresinde ödenmemesi halinde akdin feshi faiz başlangıç tarihi olarak dikkate alınmaktayken ihbar tazminatı için faiz başlangıç tarihi işverenin temerrüde düştüğü tarih
olacaktır. Yani, kıdem tazminatı dışındaki diğer işçilik hakları için faiz başlangıcı akdin feshedildiği tarih olmayıp, işverenin temerrüde düştüğü tarihtir.
Uygulamada iş sözleşmesi feshedilen işçi noter tebligatıyla alacaklarının ödenmesini isteyerek işvereni temerrüde düşürmektedir. İşverenin bu şekilde temerrüde düşürülmemesi halinde ise davanın açıldığı tarihten itibaren kanuni faiz uygulanmaktadır.
Yargıtay’ın bir kararında (Yargıtay 9. HD. 8.10.1992, E.1992/3403, K. 1992/10973), “hüküm altına alınan diğer işçilik hakları için daha önceden bir temerrüde düşürme olmadığı anlaşıldığından o hak türleri için dava tarihinden itibaren faize karar vermek gerekir” denilmek suretiyle ihbar tazminatı ve
ve diğer işçilik hakları için temerrüde düşürmenin olmaması durumunda davanın açıldığı tarihten itibaren faiz işletilmesi gerektiği belirtilmiştir.
İhbar tazminatı, işçinin fesih bildirimi süresine ilişkin gün sayısı ile kıdem tazminatına esas tutulan (giydirilmiş) bir günlük ücretinin çarpılması suretiyle hesaplanacaktır. İhbar tazminatında, kıdem tazminatında olduğu gibi herhangi bir tavan tutar uygulaması yoktur. İşçinin, giydirilmiş ücreti üzerinden hesaplama yapıldığından özellikle kıdem tazminatı tavan tutarından fazla ücret alan bir işçiye ödenecek ihbar tazminatı kıdem tazminatından fazla hesaplanabilmektedir. İhbar tazminatı için faiz temerrüt tarihinden itibaren yürütülür. Ancak, Yargıtay’a göre, davalının dava tarihinden önce temerrüde düşürüldüğünün belirlenememesi halinde, bu tazminat için dava tarihinden itibaren yasal faize karar vermek gerekir, bu konuda kıdem tazminatında olduğu gibi mevduata uygulanan en yüksek faize hükmedilemez.
İhbar tazminatının süresinde ödenmemesi halinde, mahkemece faize hükmedilmektedir.
İhbar tazminatının zamanında ödenmemesi halinde, uygulanacak faiz hakkında özel bir düzenleme bulunmadığından işveren temerrüde düşürülmüşse ihtarnamedeki sürenin bitim tarihinin ertesi gününden, temerrüde düşürülmemişse dava tarihinden itibaren kanuni faiz yürütülür.
Resul KURT/Dünya/22.4.2011