1970 yılında Amerikalılar, ay dönüşü yanlarında getirdikleri bir taşı, dost ülkelere gönderip gurur abidesi olarak sergilemeye karar vermişler. Taş, birkaç başkent gezdikten sonra Ankara’ya gönderilmiş. Kıymetli emanet, özel ekip eşliğinde Esenboğa gümrüğüne indirilmiş. Ekipten bir görevli karşısındaki gümrük memuruna, yanlarındaki taşın özelliğini anlatmış ve ilk şoku yaşamış:
‘- Şimdi bu, yolcu beraberinde getirilen bir eşya mı’ diye sormuş gümrük memuru…
‘- Bu, bir ay taşı’ demiş görevli…
Bizim gümrükçü mevzuatı anlatmış:
‘- Ay taşı, may taşı… Belli değere kadar olan mallar yolcu beraberinde getirilebilir. Bunun üstünde değerde olanlar gümrük vergisine tabidir.’Amerikalı görevli şaşkın açıklamış:
‘- İyi de biz bu taşı Türkiye’de bırakmayacağız ki, 3 gün burada sergileyip başka ülkeye götüreceğiz.’
‘- Hımmm… O zaman muvakkat ithal işlemi yapacağız’ demiş gümrükçü…
Tabii ‘mal’ı görmek istemiş. Paket açılmış. Fanus içinde ceviz büyüklüğünde ay taşı görünmüş. Gümrükçü incelemiş, ‘Şimdi geçici ithal mevzuatı gereği, malın değeri üzerinden gümrük vergisi ödeyeceksiniz. Buna karşılık size makbuz keseceğim. 3 gün sonra taşı çıkarırken makbuzu verir paranızı geri alırsınız’ demiş. Çaresiz ‘Peki’ demiş Amerikalı görevli, sıkıntıyla cüzdanına davranıp ‘Ne kadar ödeyeceğiz’ diye sormuş, ama cevapla irkilmiş:
‘- Siz bana malın değerini söyleyeceksiniz ki, ben de vergisini hesaplayayım.’
‘- Kardeşim, bu kurutmalı çamaşır makinası değil ki; astronotların getirdiği ay taşı.. nasıl değer biçeyim’ demiş Amerikalı…
‘- İyi de mevzuat böyle, ben napayım’ diye boyun bükmüş bizimki…
Amerikalı kafayı çalıştırıp kendince bir çözüm bulmuş. Demiş ki:
‘- İstanbul’daki değersiz bir taşı Ankara’ya taşısanız, orada değerlenmez ya; bu taşın da getirildiği yerde, yani ayda hiçbir değeri yoktu. Dolayısıyla Ankara’da da yoktur.’
Gümrük memuru bilmiş bir edayla savuşturmuş bu salvoyu:
‘- İyi de birader’ demiş, ‘İstanbul’daki taşla, Ankara’ya getirilen taş bir olur mu? En azından nakliye bedeli biner üstüne…’
Zavallı Amerikalılar, ‘ay taşı’nın nakliye bedelini hesaplamaya kalkışsalar, işin içine NASA’nın onca yıllık çalışması, kurulan uzay üssü, Apollo’nun uçuş masrafları vs. karışacak, ‘nakliye’ kalemi şişecek ve taşa ağır vergi binecek; daha kestirme bir yol bulup elçiliğe haber vermişler.
Elçilik bir bakanı sokmuş araya ve ay taşı, torpille Hitit müzesinde sergilenmiş.
(tşkr:İlkay ALTINPINAR