SORU: Yüzde 40 ve üzeri engelli olarak işe başlamış ve çalışma süresince vergi indiriminden, erken emeklilikten faydalanmış olan kişilerin, emekli aylıklarında sorunlar çıktığı söyleniyor. Maaşın bağlanması öncesinde yeniden rapor istendiği, aylığın devamı için yıllık heyet raporu almak gerektiği ve oranın yüzde 40’ın altında çıkması durumunda maaşın kesildiği gibi söylentiler var. Emeklilikten sonra maaşın devamlı ve kesin olmadığı, sağlık kurulundan yüzde 39 oranında bile bir değer çıkması durumunda maaşın artık alınamadığı ve işe iadenin de yapılmadığı, böylece emeklilik aylığına hak kazandığını zanneden insanların ortada kalabileceğini duyuyoruz. Çoğu zaman ilk yıl yüzde 40 ve üzeri bir değerle olumlu çıkan heyet raporunun, sonraki yıllarda olumsuz çıktığı, bunun da tamamıyla heyet ve sağlık kurulunun inisiyatifinde olduğu, daha önce böyle bir uygulamanın olmadığı ve bu durumun 2 yıl önce çıkarılan bir yasayla oluşturulduğu söyleniyor. Ben de sizlerin bu konudaki bilgi ve yorumlarınızı öğrenmek istiyorum. Bunlar doğru mu? Uygulamada karşılaştığınız örnekler var mı? Böyle bir kanun maddesi var ise tarih ve sayısı nedir acaba? (SÜLEYMAN MARAŞLIOĞLU)
CEVAP
Engelli vergi indirim raporlarının ilk alınışı sırasında, özellikle de hastanelerden verilen raporların Maliye Bakanlığı’nda onaylanması sırasında sorunlar çıktığı doğru. Sorunlar da daha çok engel oranları konusunda. Bunun iki nedeni var. İlki raporu veren sağlık kuruluşunda oranların biraz yüksek tutulması. Bol kepçeden diyerek suçlamak doğru olmaz, ama hastanelerden çeşitli gerekçelerle raporlar veriliyor. İşe giriş sağlık, işe giriş özürlülük, belediye hizmetlerinden yararlanmada öncelik, özürlü aylığı, vergi indirimi, özürlüler kanunu ve maluliyet aylığı için verilenler ilk aklıma gelenler.
KISTASLAR FARKLI
Bunların hepsinde değerlendirme ölçüt ve kıstasları farklı oluyor. İşte rapor verirken, bu değerlendirme ölçütü ve kıstaslar karışabiliyor. İşe giriş özürlülük raporundaki yüzde seksen oranı, maluliyet aylığı raporundaki yüzde seksen ile aynı olmuyor. Özürlü vergi indirim raporlarındaki sorunların bir diğer kaynağı da Maliye Bakanlığı’ndaki onay aşamasında hastanın fiziken görülmeden, yazılı rapor ve diğer belgeler üzerinden karar verilmek zorunda kalınması. Alınan ilk raporun sahteliği, şaibeli olduğu v.b. gibi bir kuşku yoksa, geçerliliği vardır. Yeniden rapor alınmasına gerek yok. Ancak ismini vermek istemediğim bazı hastanelerde, yakın geçmişte bu konularda soruşturma ve operasyonlar yapıldı. Aynı dönemlere denk gelen bazı raporlardan kuşkulanılması da normal. Bir de zamanla tedavi süreci bulunan ya da geçmişte tedavisi mümkün olmayıp, sonradan geliştirilen, iyileştirme göstermesi muhtemel olgulara bağlı özür ve maluliyetlerde de yeniden rapor istenebiliyor.
İstediğiniz zaman çalışabilirsiniz
SORU:
Emeklilik tazminatı alınırsa, bir yıl çalışamama durumu gibi bir durum var mı? Kanunda böyle bir madde bulunuyor mu? Ben açıkcası tazminatımı alıp bir süre dinlendikten sonra tekrar çalışmayı düşünüyorum. (ÖZNUR ERCAN TUNCER)
CEVAP:
Okurumuzun emeklilik tazminatından kastının, emeklilik için hizmet yılı ve prim gün sayısı koşullarını doldurup da, yaş koşulunu tamamlamak için bekleme süresinde olanlara sağlanan kıdem tazminatı alma hakları olduğunu düşünüyorum. Bu hak İş-Kanunu’ndan kaynaklanan en az 15 yıllık sigortalılık süresi ve 3 bin 600 günleri olanlara sağlanmış, kıdem tazminatı alarak işten ayrılma hakkı veren ve ancak bir defa yararlanılabilen bir haktır. Bu hakkı kullanarak işten ayrıldığınızda işvereninizin kıdem tazminatınızı ödemesi zorunludur. Aynı ya da bir başka işyerinde çalışıp çalışmamanız ya da tekrar işe girmeniz için beklemeniz gereken süreye ilişkin hiçbir şart söz konusu değil. Dilediğiniz kadar dinlenebilirsiniz. İş bulabildikten sonra istediğiniz zaman da çalışmaya tekrar başlayabilirsiniz.
Sizin için üç ihtimal var
SORU:
1995-1996 yıllarında İzmir’de mevsimlik bir tarım işletmesinde geçici olarak çalıştım. Hatta bana sigorta kartı ve numarası verilmişti. Sigorta kartımı zaman içerisinde kaybettim. Şimdi bu numaramı tespit edemiyorum. T.C.kimlik numaramdan sorgulatma yaptığımda da sicil numaramı bulamıyorum. Beraber çalıştığım iş arkadaşımın hizmet cetvelinden işyerinin sicil numarasını saptayabildim. Bu hizmetleri nasıl tespit edebilirim. (CEMİLE AKSU)
CEVAP:
Sizin için üç ihtimal var. İlki sigorta bildiriminiz hiç yapılmamış olabilir. Sicil kartı verilmiş olması, bildiriminizin yapıldığını garanti etmez. Çünkü işveren sadece sigortalı işe giriş bildirgesi vermiş ancak dönem bordrolarında adınıza bildirim yapmamış olabilir. Bu durumda dava açmanız gerekir. Ancak çalıştığınız işyeri büyük bir işletme. Bu nedenle bildirim yapılmama ihtimali çok zayıf. İkinci ihtimal, bildiriminiz yapıldı ancak dönem bordrolarında yanlış sicil numarası yazılmış olabilir. Bunu da SGK arşiv kayıtlarından kolaylıkla saptayabilir. Ancak sizin için asıl sorun, sigorta sicil numaranızı tespit edemiyor olmanız. Bu durum, adınıza ilk defa sigortalı işe giriş bildirgesi verilirken kimlik bilgilerinizde özellikle doğum tarihinizde yanlışlık yapılmış olmasından kaynaklanır. Bu nedenle T.C. kimlik numaranızla sigorta sicil numaranız eşleşmemiş durumdadır. T.C. kimlik numarasından sorgulamada sicil numarası saptanamaz. SGK internet sitesinde önce kimlik bilgilerinizle tescil kaydı sorgulatması yapmanız yararlı olur. Kuruma yaptığınız başvuruyu bizzat takip edip yetkililerle görüşmeye giderek kayıp hizmetlerinizi bulabilirsiniz.
Celal KAPAN/Yeni Asır/09.10.10