I.GİRİŞ: 18.5.2017 tarihli ve 7020 sayılı Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Bazı Kanunlarda ve Bir Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun 27.5.2017 tarihli ve 30078 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir.
Anılan Kanunun 2. maddesinin onikinci fıkrası ile işverenlerin ve üçüncü şahısların, 5510 sayılı Kanunun 14., 21., 23., 39. ve 76. maddeleri, 17.7.1964 tarihli ve 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanununun mülga 10., 26., 27. ve 28. maddeleri, 2.9.1971 tarihli ve 1479 sayılı Esnaf ve Sanatkârlar ve Diğer Bağımsız Çalışanlar Sosyal Sigortalar Kurumu Kanununun mülga 63 üncü maddesi ve 8.6.1949 tarihli ve 5434 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanununun mülga 129. maddesi gereğince iş kazası ve meslek hastalığı, malûllük, adi malûllük ve ölüm hâlleri ile genel sağlık sigortalısına ve bunların bakmakla yükümlü olduğu kişilere yönelik fiiller nedeniyle ödemekle yükümlü bulundukları her türlü borçları ile bu borçlara kanuni faiz uygulanan sürenin başlangıcından bu Kanunun yayımlandığı tarihe kadar geçen süre için Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutarın, bu Kanunda belirtilen süre ve şekilde ödenmesi hâlinde bu borçlara uygulanan kanuni faizin tahsilinden vazgeçileceği hüküm altına alınmıştır.
Kurum Alacaklarının 7020 sayılı Kanun uyarınca yapılandırılmasına ilişkin usul ve esasları belirleyen 8.6.2017 tarihli ve 2017/21 sayılı Genelgenin 9. maddesinde Müşavirliğimizle ilgili bölüme yer verilmiştir. Söz konusu bölümde;
7020 sayılı Kanunun 2. maddesinin onikinci fıkrasında, “İşverenlerin ve üçüncü şahısların, 5510 sayılı Kanunun 14., 21., 23., 39. ve 76. maddeleri, 506 sayılı Kanunun mülga 10., 26., 27. ve 28. maddeleri, 1479 sayılı Kanunun mülga 63. maddesi ve 5434 sayılı Kanunun mülga 129. maddesi gereğince iş kazası ve meslek hastalığı, malullük, adi malullük ve ölüm halleri ile genel sağlık sigortalısına ve bunların bakmakla yükümlü olduğu kişilere yönelik fiiller nedeniyle ödemekle yükümlü bulundukları her türlü borçları ile bu borçlara kanuni faiz uygulanan sürenin başlangıcından bu Kanunun yayımlandığı tarihe kadar geçen süre için Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutarın, bu Kanunda belirtilen süre ve şekilde ödenmesi halinde bu borçlara uygulanan kanuni faizin tahsilinden vazgeçilir” hükmü yer almaktadır.
Buna göre, iş kazası ve meslek hastalığı, malullük, adi malullük ve ölüm halleri ile genel sağlık sigortalısına ve bunların bakmakla yükümlü olduğu kişilere yönelik (kasıt, kusur, ihmal, ve hata içeren) fiiller nedeniyle açılan rücuan alacak davaları sonucunda verilen mahkeme kararları ile (kesinleşmesi beklenmeksizin) belirlenen alacaklarımız için 30.6.2017 tarihine kadar yeniden yapılandırma başvurusunda bulunulması halinde, bahse konu alacak asıllarına, kanuni faiz uygulanan sürenin başlangıcından 27.5.2017 tarihine kadar geçen süre için 7020 sayılı Kanunun 1. maddesinde öngörüldüğü şekilde hesaplanacak tutar ilave edilmek suretiyle, 7020 sayılı Kanuna göre ödenecek toplam tutar hesaplanacaktır.
Diğer taraftan, Kurumumuz tarafından açılan rücuan alacak davaları sonucu verilen kararlarda, gelir bağlamaların onay tarihinden, masrafların ise sarf ve tediye tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte tahsiline hükmedilmektedir.
Dolayısıyla, 7020 sayılı Kanuna göre ödenecek tutarın belirlenmesi sırasında, gelir bağlamalar için onay tarihinden, masraflar için ise sarf ve tediye tarihinden 27.5.2017 tarihine kadar Yİ-ÜFE hesaplaması yapılacaktır.
7020 sayılı Kanun uyarınca hesaplanan tutarın anılan Kanunda belirtilen usul ve esaslara göre ödenmesi halinde ise, bu alacaklara uygulanmış olan kanuni faizin tahsilinden vazgeçilecektir. Bahse konu alacakların yapılandırılması ve tahsiline ilişkin işlemler Strateji Geliştirme Başkanlığınca hazırlanmış olan program vasıtasıyla yürütülecektir.
Öte yandan, mahkeme kararlarında, yargılama giderleri ile vekâlet ücretine de hükmedilmekle ve bu alacaklarımız da mahkemenin karar tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte tahsil edilmektedir. Ancak, mahkeme masrafları ile vekalet ücretleri Kanun kapsamında yer almadığından, bahse konu masraf ve ücretler yeniden yapılandırma kapsamına dahil edilmeyecektir. Bu nedenle rücuan alacak davaları sonucu verilen kararlara istinaden mahkemelerce hükmedilen yargılama giderleri ile vekâlet ücretleri genel usul ve esaslara göre ayrıca tahsil edilecektir.
Anılan Genelgede belirtilen hususlar dışında, Müşavirliğimiz uygulamalarında esas alınacak hususlar aşağıda belirtilmiştir.
II.Yapılandırma başvuru süresi, yeri ve şekli:
7020 sayılı Kanunun 2. maddesinin onikinci fıkrası hükmünden yararlanabilmek için, aynı Kanunun 3 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca; 30.6.2017 tarihi mesai bitimine kadar işyerinin bağlı bulunduğu sosyal güvenlik il müdürlüğüne/sosyal güvenlik merkezine/hukuk servisine şahsen; posta veya 30.6.2017 saat 23.59’a kadar e-sigorta yoluyla başvuruda bulunulması gerekmektedir.
Ancak, belediyeler ve bunlara bağlı kamu tüzel kişiliğini haiz kuruluşların 30.6.2017 tarihi mesai bitimine kadar başvuruda bulunmamaları halinde dahi, bu kuruluşların kapsama giren borçları başvuru şartı aranmadan 144 aylık eşit taksitlerle yapılandırılacaktır.
III.Red ve iadesi yapılmayacak alacaklar
7020 sayılı Kanunun 3.üncü maddesinin ondokuzuncu fıkrası uyarınca, kapsama giren alacaklar için, Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce tahsil edilmiş tutarlar ile 6183 sayılı Kanunun 48. maddesine istinaden tahsil edilmiş tecil faizlerinin ilgililere iade edilmesi mümkün bulunmamaktadır.
Yapılandırma kapsamına giren alacakların yapılandırılması usulü, yapılandırma hakkının kaybedilmesi, ödeme planlarının ilgililere tebliği, kapsama giren borçlar nedeniyle taşınır ve taşınmaz mallara konulan hacizler ile alınan teminatlar, hak ve alacak hacizlerinin kaldırılması, taşınır ve taşınmaz mallar üzerindeki hacizlerin kaldırılması ve satışların durdurulması ile diğer düzenlemeler, Kurum alacaklarının 7020 sayılı Kanun uyarınca yapılandırılmasına ilişkin 8.6.2017 tarihli ve 2017/21 sayılı Genelgede belirtilen şekilde yerine getirilecektir.
Diğer taraftan 7020 sayılı Kanunun 2. maddesinin onikinci fıkrasında hangi Kanun maddeleri kapsamındaki borçların yeniden yapılandırılabileceği sayma yolu ile belirtilmiş olup, bu maddede ve 8.6.2017 tarihli ve 2017/21 sayılı Genelgede 506 sayılı Kanunun mülga 39. maddesine yer verilmediğinden, bu borçlar yapılandırmaya tabi değildir. Ayrıca fuzuli ve yersiz ödemelerden kaynaklanan Kurum alacakları da Kanun kapsamına alınmamıştır.
8.6.2017 tarihli ve 2017/21 sayılı Kurum Genelgesinde sadece iş kazası ve meslek hastalığı, malullük, adi malûllük ve ölüm halleri ile genel sağlık sigortalısına ve bunların bakmakla yükümlü olduğu kişilere yönelik fiiller nedeniyle açılan rücuan alacak davaları sonucunda verilen mahkeme kararları ile belirlenen Kurum alacaklarının yapılandırılması ile ilgili işlemlere ilişkin düzenlemelere yer verilmiş ise de 7020 sayılı Kanunun 2. maddesinin onikinci fıkrasında rücu davası açılmış olma şartı aranmaksızın işverenlerin ve üçüncü şahısların 5510 sayılı Kanunun 14, 21, 23, 39 ve 76., 506 sayılı Kanunun mülga 10, 26, 27 ve 28., 1479 sayılı Kanunun mülga 63., 5434 sayılı Kanunun mülga 129. maddeleri gereğince Kurumumuza ödemekle yükümlü oldukları “her türlü borçlarının” yapılandırma kapsamında olduğu düzenlendiğinden,
5510 sayılı Kanunun 14, 21, 23, 39 ve 76., 506 sayılı Kanunun mülga 10, 26, 27 ve 28., 1479 sayılı Kanunun mülga 63. ve 5434 sayılı Kanunun mülga 129. maddelerinden kaynaklanan ancak Kurumumuz tarafından rücu davasına konu edilmemiş olan veya dava açılmış ise de mahkeme tarafından karar verilmemiş olan durumlarda; alacağın tamamını (yani %100 kusur oranında bağlanan gelir, fiilen yapılan ödemeler ve masrafların tamamını) kabul ederek, 7020 sayılı Kanun kapsamında yapılandırma talep eden ve kabule dair yazılı beyan alınan borçluların borçları anılan Kanun uyarınca yapılandırılabilecektir.
İlgililerce, rücu davalarında %100 kusur oranı üzerinden Kurum alacağının tamamının (bağlanan gelir, fiilen yapılan ödemeler ve masrafların tamamının) ödenmesinin kabul edildiği, bu alacaklara ilişkin olarak Kurumumuzun davacı olduğu durumlarda; 7020 sayılı Kanunun 2. maddesinin rücu alacaklarına ilişkin 12. fıkrası uyarınca yapılandırma taleplerinin yanında borçluların davayı kabul etme şartı aranmadığından, mahkemeye ilgililerin 7020 sayılı Kanun uyarınca alacağın tamamı üzerinden ödeme taahhüdünde bulundukları ve yapılandırma talep ettikleri bildirilerek, ödemenin sonucunun bekletici mesele yapılmasına karar verilmesinin istenilmesi, ancak zamanaşımı yönünden gerekli tedbirlerin alınması gerekmektedir.
7020 sayılı Kanun kapsamında olan, 5510 sayılı Kanunun 14., 21., 23., 39. ve 76. maddeleri, 506 sayılı Kanunun mülga 10., 26., 27. ve 28. maddeleri, 1479 sayılı Kanunun mülga 63. maddesi ve 5434 sayılı Kanunun mülga 129. maddesi gereğince, fazlaya ilişkin haklar saklı tutularak kısmi açılan rücuan alacak davalarının karara çıkıp kesinleşmesi halinde, kesinleşen kusur durumuna göre bakiye Kurum alacağının tahsili için açılan ve derdest olan davalarda, kesinleşen kusur durumuna göre Kurum alacağı belli ve sabit olduğundan, bu nitelikteki derdest davalarda davalıların, davayı kabul ederek, 7020 sayılı Kanun kapsamında yapılandırma talebinde bulunmaları durumunda, davaya konu Kurum alacağı yapılandırılabilecektir.
7020 sayılı Kanun kapsamındaki rücu alacakları için Kurum zararlarının, tahsili için mahkeme yoluna gidilmeksizin doğrudan icra yoluna başvurulması ve dosya borcuna itiraz edilmeyerek (menfi tespit davası da yoktur) tahakkukunun tamamlanmış olması halinde ilgililerin yapılandırma taleplerine ilişkin olarak;
Kurum alacaklarının 7020 sayılı Kanun uyarınca yapılandırılmasına ilişkin usul ve esasları belirleyen 8.6.2017 tarihli ve 2017/21 sayılı Genelgenin 9. maddesinde, “rücuan alacak davaları sonucunda verilen mahkeme kararlan ile (kesinleşmesi beklenmeksizin) belirlenen alacaklarımız için” ibaresi yer almakta ise de, icra takibi yapılan rücu alacakları için ilgililerce Kurum alacağının tamamının (bağlanan gelir, fiilen yapılan ödemeler ve masrafların tamamı) Ödenmesinin kabul edilmesi halinde yapılandırma talepleri kabul edilebilecek olup, bu sebeple kesinleşen icra takibinde Kurum alacağının tamamının istenmiş olması, kist icra takibi yapılmış olması halinde ise ilgilinin Kurum alacağımızın tamamını ödemeyi kabul etmesi halinde yapılandırma söz konusu olabilecektir.
MOSİP sisteminin kullanımına ilişkin olarak;
8.6.2017 tarihli ve 2017/21 sayılı Genelgenin 9. maddesinde, bahse konu alacakların yapılandırılması ve tahsiline ilişkin işlemlerin Strateji Geliştirme Başkanlığınca hazırlanmış olan program vasıtasıyla yürütüleceği hükme bağlanmıştır.
Buna göre, rücuan alacak davaları sonucunda verilen mahkeme kararlan ile (kesinleşmesi beklenmeksizin) belirlenen alacaklarımızın 7020 sayılı Kanun uyarınca hesaplanan tutarlarının Kanunda belirtilen usul ve esaslara göre ödenmesi halinde bahse konu alacakların yapılandırılması ve tahsiline ilişkin işlemler Strateji Geliştirme Başkanlığınca hazırlanmış olan MOSİP Programı vasıtasıyla yürütüleceğinden bu hususlarda Strateji Geliştirme Başkanlığından malumat istenmesi gerekmektedir.
Öte yandan mahkeme masrafları/icra masrafları ile vekâlet ücretleri 7020 sayılı Kanun kapsamında yer almadığından bahse konu masraf ve ücretler HUYAP Dava Mütalaa ve İcra Programı üzerinden takip ve tahsil edilecektir.