Genel

SGK, emekliliğini iptal ettiği vatandaşa yaptığı sağlık masrafları için icra takibi yaptı, Anayasa Mahkemesi nasıl karar verdi

SGK, emekliliğini iptal ettiği vatandaşa yaptığı tüm sağlık masraflarını faizi ile birlikte almak için icra takibi yaptı, konu Anayasa Mahkemesine intikal etti.

olay, SGK  tarafından ……….. tahsis numarası ile kendisine yaşlılık aylığı bağlanan davalının emeklilik işlemleri sırasında 1994 yılı 2.dönemine ilişkin 120 günlük hizmetinin ………. sigorta sicil nolu …. adındaki sigortalıya ait olan günlerinin davalıya maledilmesi nedeniyle, yaşlılık aylığı bağlanması koşulları oluşmadan davalıya yaşlılık aylığı bağlandığı bu durumun fark edilmesi üzerine bağlanan yaşlılık aylığının iptaline karar verildiği, bu itibarla ……………tarihleri arasında kendisi hakkında yapılan 7.447,73 TL tutarındaki sağlık yardımının yersiz olduğu iddiası ile 5510 sayılı yasanın 96/1- b maddesi gereğince davalıdan tahsili amacıyla davalı aleyhinde icra takibi başlatıldığı, davalının takibe itirazı neticesinde takibin durduğu bildirilerek, anılan yasa hükmü gereğince davalının ödemekle yükümlü olduğu sağlık giderlerinin tahsili amacıyla yapılan icra takibine davalı tarafça yapılan itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesi istenildi.

SGK’nın yasal dayanağı ise; Yersiz ödemelerin geri alınması”  başılıklı    MADDE 96- Kurumca işverenlere, sigortalılara, isteğe bağlı sigortalılara gelir veya aylık almakta olanlara ve bunların hak sahiplerine, genel sağlık sigortalılarına ve bunların bakmakla yükümlü olduğu kişilere, fazla veya yersiz olarak yapıldığı tespit edilen bu Kanun kapsamındaki her türlü ödemeler;

   a) Kasıtlı veya kusurlu davranışlarından doğmuşsa, hatalı işlemin tespit tarihinden geriye doğru en fazla on yıllık sürede yapılan ödemeler, bu ödemelerin yapıldığı tarihlerden,

     b) Kurumun hatalı işlemlerinden kaynaklanmışsa, hatalı işlemin tespit tarihinden geriye doğru en fazla beş yıllık sürede yapılan ödemeler toplamı, ilgiliye tebliğ edildiği tarihten itibaren yirmidört ay içinde yapılacak ödemelerde faizsiz, yirmidört aylık sürenin dolduğu tarihten sonra yapılacak ödemelerde ise bu süre sonundan, 

       itibaren hesaplanacak olan kanunî faizi ile birlikte, ilgililerin Kurumdan alacağı varsa bu alacaklarından mahsup edilir, alacakları yoksa genel hükümlere göre geri alınır.

        Alacakların yersiz ödemelere mahsubu, en eski borçtan başlanarak borç aslına yapılır, kanunî faiz kalan borca uygulanır. Bu hüküm ilgili hak sahiplerinin muvafakat etmeleri kaydıyla, aynı dosyadan diğer bir hak sahibine yapılan yersiz ödemelere mahsubunda da uygulanır.

        Yersiz ödemenin gelir ve aylıklardan kesilmesinde, kesintinin başlayacağı ödeme dönemi başı itibarıyla kanunî faizi ile birlikte hesaplanan borç tutarı, gelir ve aylıktan % 25 oranında kesilmek suretiyle uygulanır.

         Yersiz ödemelerin tespiti ile geri alınmasına ve bu maddenin uygulanmasına ilişkin usûl ve esaslar, Kurum tarafından çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir.” hükümleri teşkil etmektedir.

Anayasa’ya Aykırılık Sorunu ile ilgili; 

  • İtiraz konusu kural, Sosyal Güvenlik Kurumu’nun hatalı işlemi sonucunda fazla veya yersiz olarak yapıldığı tespit edilen 5510 sayılı Kanun kapsamındaki her türlü ödemelerden, bu işlemin tespit tarihinden geriye doğru en fazla beş yıllık süredeki ödemelerin iadesinde, ilgiliye tebliğ edildiği tarihten itibaren yirmi dört ay içinde yapılması halinde faiz uygulanmayacağını, yirmi dört aylık sürenin dolduğu tarihten sonra yapılması halindeyse, bu süre sonundan itibaren hesaplanacak kanunî faizin uygulanacağını hüküm altına almaktadır.
  • Anayasa’nın 2. maddesinde belirtilen hukuk devleti, insan haklarına dayanan, bu hak ve özgürlükleri koruyup güçlendiren, eylem ve işlemleri hukuka uygun olan, her alanda adaletli bir hukuk düzeni kurup bunu geliştirerek sürdüren, hukuki güvenliği sağlayan, Anayasa’ya aykırı durum ve tutumlardan kaçınan, hukuku tüm devlet organlarına egemen kılan, Anayasa ve kanunlarla kendini bağlı sayan, yargı denetimine açık olan devlettir. Hukuk devletinde kanunların kamu yararı gözetilerek çıkarılması zorunludur. Kanun koyucunun, Anayasa’ya ve hukukun genel ilkelerine aykırı olmamak kaydıyla her türlü düzenlemeyi yapma konusunda takdir yetkisi bulunmaktadır.
  • Kural, sebepsiz zenginleşmede geri verme konusuna ilişkin özel bir düzenleme niteliğinde olup, Kurum’un hatalı işlemi nedeniyle ilgiliye yapılan fazla veya yersiz ödemeye bağlanan sonuçlarıöngörmektedir. Kuralın, Kurum tarafından Kanun’a aykırı şekilde ilgililere yapılan ödemelerin geri alınmasıyla Kurum’un gider kaybının önlenmesini ve Kurum’un aleyhine sebepsiz zenginleşmeye engel olunmasını sağlamak için kamu yararı amacıyla çıkarıldığı anlaşılmaktadır. Böyle bir düzenlemenin anayasal sınırlar içinde kanun koyucunun takdirinde olduğu da açıktır.
  • Öte yandan Kurum’un hatalı işleminden kaynaklanan nedenlerle yapılan fazla veya yersiz ödemelerin yaptırımı, ilgililerin kasıtlı veya kusurlu davranışı sonucu yapılan fazla veya yersiz ödemelerin hükümlerine göre hafifletilmiş, kanun koyucu sebepsiz zenginleşene hatalı işlemin tebliğinden itibaren yirmidört ay gibi uzun bir süre faizsiz iade yapması için seçenek tanımıştır. Dolayısıyla kural Anayasa’nın 2. maddesinde yer alan hukuk devleti ilkesine aykırı değildir.
  • Mülkiyet hakkı, ekonomik değer ifade eden ve parayla değerlendirilebilen her türlü malvarlığı haklarını kapsamaktadır. Bununla birlikte, anayasallık denetiminde ekonomik değer ifade eden malvarlıklarına ilişkin olarak Anayasa’nın 35. maddesi kapsamında inceleme yapılabilmesi için ilgili mülkün hâlihazırda kişilerin mülkiyetinde bulunması gerekmektedir. Kişilerin hukuken malik bulunmadıkları malvarlığı değerlerine yönelik mülk edinme beklentileri, kural olarak Anayasa’nın 35. maddesi kapsamında koruma görmemektedir.
  • Sosyal hukuk devletinin somut göstergelerinden biri olan sosyal güvenlik hakkının yer aldığı Anayasa’nın 60. maddesinin birinci fıkrasında, “Herkes, sosyal güvenlik hakkına sahiptir.”denilmektedir. Bu hüküm bireylere yaşlılık, hastalık, kaza, ölüm ve malullük gibi sosyal riskler karşısında asgari ölçüde bir yaşam düzeyi sağlamayı amaçlamaktadır. Aynı maddenin ikinci fıkrasında da “Devlet, bu güvenliği sağlayacak gerekli tedbirleri alır ve teşkilatı kurar.” denilerek bu görevin, Devlet tarafından oluşturulacak kuruluşlar yoluyla yerine getirilmesi öngörülmektedir.
  • Kural, var olmayan bir sosyal güvenlik hakkının gerçekleştiği zannıyla Kurum’un hatalı işlemiyle ilgililere yaptığı ve malvarlıklarında sebepsiz zenginleşmeye yol açan yersiz ödemelerin iadesine ilişkindir. Bu nedenle kişinin malvarlığında ekonomik bir değer taşımakla birlikte geçerliliği bulunmayan bir sosyal güvenlik hakkından kaynaklanan yersiz ödemenin iadesi talebini düzenleyen kuralın mülkiyet hakkı ve sosyal güvenlik hakkıyla bir ilgisi bulunmamaktadır.
  • Anayasa’nın 125. maddesine göre idarenin her türlü eylem ve işlemlerine karşı yargı yolu açıktır. Anayasa’da açıkça yazılı olanların dışında, idarenin hiçbir eylem ve işlemi yargı denetiminin dışına çıkarılamaz ve bu işlemlere karşı yargı mercileri önünde hak arama özgürlüğü kısıtlanamaz. Kuralın, bakılmakta olan davadaki gibi yargı denetimine tâbi bulunduğu açıktır. Bu bağlamda yersiz ödemelerin iadesine ilişkin kararlar yargı denetimi dışına çıkarılmadığından kural Anayasa’ya aykırı değildir.
  • Açıklanan nedenlerle kural, Anayasa’nın 2. ve 125. maddelerine aykırı değildir. İptal talebinin reddi gerekir.
  • Kuralın Anayasa’nın 13., 35. ve 60. maddeleriyle bir ilgisi görülmemiştir.
  •  5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun 96. maddesinin birinci fıkrasının, 13.2.2011 tarihli ve 6111 sayılı Kanun’un 44. maddesiyle değiştirilen (b) bendinin Anayasa’ya aykırı olmadığına ve itirazın REDDİNE, karar verildi.
  • ÖZETLE; ANAYASA MAHKEMESİ SGK’YI HAKLI BULMUŞTUR.
  • (c)www.isakarakas.com/İsa KARAKAŞ Sosyal Güvenlik, İş Hukuku ve İş Güvenliği BaşUzmanı – İsa Karakaş

    İSA KARAKAŞ

    Sosyal Güvenlik, İş Hukuku ve İş Güvenliği BaşUzmanı

    20 Yılı Aşkın ÇSGB/SGK BAŞMÜFETTİŞİ

    Çalışma ve Sosyal Güvenlik Der. Genel BAŞKANI

    Sosyal Güvenlik/İş Hukuku/İŞ Sağlığı ve

    Güvenliği Adli ve Ceza BİLİRKİŞİSİ

    50’yi (ELLİ) aşkın Kitap Yazarı,

    İş Güvenliği Uzmanı ve İşyeri Hekimi Eğiticisi

    40’dan fazla saygın dergide 700 aşkın makale yazarı

    Sosyal Güvenlik ve İş Hukuku Başuzmanı

    A Sınıfı İş Güvenliği Uzmanı

    Gazeteci/ Yazar

Paylaşabilirsiniz

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir