Torba kanunla getirilen düzenleme ile gerek SGK tarafından gerekse SGK aleyhine açılan davalar sonucu SGK aleyhine verilen kararlarda yer alan miktarlar, icra takibine konu edilmeden önce SGK’nın ilgili biriminden yazılı olarak talep edilecek, 6552 s. Kanunda belirtilen 30 günlük süre içerisinde karara konu miktarlar ödenmezse SGK aleyhine icra takibi başlatılabilecektir.
Kanun değişikliği ile vatandaşların icra takibi açma külfetinden kurtarılması ve SGK aleyhine başlatılan icra takiplerinin önüne geçilmesi amaçlandığından, ilamlı icra takiplerinde izlenen ödeme kriterleri göz önünde bulundurularak, talep olması halinde kararda yer alan yargılama gideri ve vekalet ücretine karar tarihinden itibaren işleyen kanuni faiz tutarı da eklenerek ödeme yapılması ve bu suretle mevcut uygulamaya devam edilmesi gerekmektedir.
SGK’ya yapılacak başvurularda, Sosyal Güvenlik Kurumları Harcama Belgeleri Yönetmeliği hükümlerine göre başvuru sırasında ilgililer tarafından “banka hesap/iban numarası” bildirilecek, başvurunun vekil sıfatı ile avukat tarafından yapılması halinde vekalet ücreti yönünden serbest meslek makbuzunun ibrazı aranacaktır.
Bu süre geçmeden SGK aleyhine cebri icra yoluna başvurulması halinde şikayet yolu ile icra takibinin iptali talep edilecektir.
Eksik belge sunan alacaklı tarafa, belgelerini tamamlaması halinde ödemenin yapılacağı zaman geçirilmeksizin iadeli taahhütlü yazı ile bildirilecek, buna rağmen belgelerini tamamlamayan ve 30 gün içerisinde ödeme yapılmadığı gerekçesiyle Kurum aleyhine icra takibi başlatan alacaklıya karşı, icra takibinin haksız/yersiz açıldığı ve kanuni gerekleri yerine getirmediğinden bahisle icra hukuk mahkemelerinde icra takibinin iptali talepli şikayet yoluna gidilecektir.
Maddenin ikinci fıkrasının son cümlesinde, mahkeme kararlarında yer alan miktarların kararın kesinleşmesinden önce ödenmesi halinde, söz konusu kararların ilgili merciler tarafından bozulması üzerine ödenen miktarların, ödeme tarihinden itibaren işleyecek kanuni faizi ile birlikte ilgililerden tahsil edileceği düzenlenmiştir. Maddenin bu hükmünün uygulanmasında kesinleşmeden infazı mümkün olan kararlar ile kesinleşmeden infazı mümkün olmayan kararlar yönünden ikili bir ayrım yapmak gerekmektedir;
- Kesinleşmeden İnfazı Mümkün Olmayan Kararlar Yönünden:
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun “Temyizin icraya etkisi” başlıklı 367. maddesinde:
“(1) Temyiz, kararın icrasını durdurmaz. İcra ve İflas Kanununun icranın geri bırakılmasıyla ilgili 36. maddesi hükmü saklıdır. Nafaka kararlarında icranın geri bırakılmasına karar verilemez.
(2) Kişiler hukuku, aile hukuku ve taşınmaz mal ile ilgili ayni haklara ilişkin kararlar kesinleşmedikçe yerine getirilemez.” hükmü,
5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanununun 6552 sayılı Kanunun 64. maddesi ile değişik 7. maddesinin son fıkrasında:
“Hizmet akdine tabi çalışmaları nedeniyle zorunlu sigortalılık sürelerinin tespiti talebi ile işveren aleyhine açılan davalarda, dava Kuruma resen ihbar edilir. İhbar üzerine davaya davalı yanında ferî müdahil olarak katılan Kurum, yanında katıldığı taraf başvurmasa dâhi kanun yoluna başvurabilir. Kurum, yargılama sonucu verilecek kararı kesinleştikten sonra uygulamakla yükümlüdür.”
hükmü yer almaktadır.
Bu nedenle 6100 sayılı Kanunda yer alan kesinleşmeden icra edilemeyen hususlara ilişkin kararlar ile hizmet tespiti davaları sonucu verilen kararlar kesinleşmeden icra edilemeyeceğinden; bu yöndeki kararlara ilişkin başvuruların kararların kesinleşmesinden sonra yapılması gerekmektedir. Kararlar kesinleşmeden icra takibi başlatılması halinde şikayet yolu ile icra takibinin iptalinin talep edilmesi gerekmektedir.
2. Kesinleşmeden İnfazı Mümkün Olan Kararlar Yönünden:
Yukarıda (1 ) de belirtilen kararlar ile kendi özel kanunlarında kesinleşmeden infaz edilemeyeceği açıkça belirtilen kararlar dışında kalan kararlar hakkında, ilgililerin talebi yukarıda belirtilen 30 gün süre içerisinde yerine getirilerek, gereksiz faiz ve vekalet ücreti ödenmemesine azami özen gösterilmektedir . Kararlarda yer alan miktarların ödenmesinin farklı servis ve birimlerin sorumluluğunda olması halinde, kendisinden ödeme talebinde bulunulan servisin/birimin ödemesi gereken miktar ödenecek; diğer miktarlar için ilgili servis ve/veya birime talep dilekçesi zaman geçirilmeksizin gönderilecektir.
Kanunda belirtildiği üzere, kararlar kesinleşmeden ödeme yapılması halinde söz konusu kararların bozulması durumunda, ilgililere yapılan tüm ödemelerin toplamı, ödeme tarihinden itibaren işleyecek kanuni faizi ile birlikte ilgililerden tahsil edilecektir.
Yukarıda belirtilen hususlar Kanunun yürürlüğe girdiği tarih itibariyle henüz icra takibine konu edilmemiş kararlar yönünden uygulanacak olup, devam etmekte olan icra takipleri yönünden ise;
Kanun yolları aşamasında Yargıtaydan icranın geri bırakılmasına dair karar alınmış olması nedeniyle henüz ödemesi yapılmamış miktarlar yönünden ödeme talebinde bulunulması durumunda, bu talebin kesinleşmeden infaz edilebilen kararlara ilişkin olması halinde kararın kesinleşmesi beklenilmeksizin ödeme yapılabilmesi İçin ilgililerden icra takibinden vazgeçmesi talep edilecek, ilgililerin icra takibinden feragat ettiklerine dair belgenin SGK’ya İbrazından sonra ödeme işlemleri gerçekleştirilecektir.
One thought on “Torba Kanunla birlikte SGK'nın icra ve dava işlemlerinde yapılan değişiklikler”