İnşaat sektörü çalışanlarına uluslararası standartlarda yeni güvenceler kazandırmayı amaçlayan, Uluslararası Çalışma Örgütü’nün (ILO) 167 sayılı sözleşmesini onaylayan tasarısı, TBMM Başkanlığı’na sunuldu. Tasarı, 167 Sayılı İnşaat İşlerinde Güvenlik ve Sağlık Sözleşmesi’nin onaylanmasını uygun buluyor.
ILO’nun, 1988’de yapılan 75. Uluslararası Çalışma Konferansı’nda kabul edilen, 11 Ocak 1991’den bu yana yürürlükte olan sözleşmesini, ILO’ya üye 185 ülkeden 25’i onayladı.
Sözleşme, “giriş” hariç, 5 bölümden ve toplam 44 maddeden oluşuyor.
Sözleşmede, inşaat işlerinin görüldüğü alanlar, inşaat işlerinde kullanılan araç, malzemelerde güvenlik ve sağlık, üye ülkelerin hükümetlerince konuya ilişkin önlemlerin alınması, işçi ve işverenlerin yükümlülüklerine ilişkin hükümler yer alıyor.
Sözleşme, Türkiye’nin henüz onaylanmadığı, 1937 tarihli 62 Sayılı Yapı İşlerinde Güvenlik Hükümleri Sözleşmesi’ni de revize ediyor.
Sözleşmeyi onaylayan her üye, güvenlik ve sağlık için mevcut risklerin değerlendirilmesi konusunda, sözleşme hükümlerinin uygulanmasını sağlayacak yasal düzenlemeleri yürürlüğe koymayı taahhütte bulunuyor.
Sözleşme hükümlerine göre, ulusal mevzuat, bir işçinin güvenliği ve sağlığı için yakın, ciddi bir tehlikenin olduğunu düşünmesi için haklı bir nedeni olduğunda, bu tehlikeden sakınma hakkını, bu durumu amirine derhal bildirme yükümlülüğünü öngörüyor.
İskele ve merdivenler, mevzuata uygun inşa edilecek
Sözleşmeye göre, yüksekte kurulmuş çalışma yerlerine, başka güvenli erişim araçlarının olmadığı durumlarda, uygun ve kaliteli merdivenler sağlanacak. Merdivenler, yanlışlıkla yapılan bütün hareketleri geçiştirecek şekilde güvenli olacak. İskele ve merdivenler, ulusal mevzuata uygun olarak inşa edilecek, kullanılacak, yetkili kişi tarafından denetlenecek.
İşçilere olumsuz koşullara maruz kalma dahil, kaza riskine veya sağlığa zarar verecek risklere karşı yeterli koruma başka yollarla sağlanamadığı durumlarda, işin ve risklerin yapısı göz önüne alınarak uygun kişisel koruyucu donanım ve koruyucu kıyafetler, işverenler tarafından, ulusal mevzuatta öngörüldüğü şekilde, ücretsiz sağlanacak, bakımı yapılacak.
Her inşaat alanında veya çevresinde işçilerin sayısına ve işin süresine bağlı olarak, işçiler için tuvalet ve yıkanma tesisleri, işçilerin kıyafetlerini değiştirmek, kurutmak ve dolaba yerleştirmek için tesisler, olumsuz hava koşullarından dolayı iş kesintiye uğradığı sürelerde yemek ve barınmak için yerler sağlanacak.
İşçiler, işyerlerinde maruz kalabilecekleri olası kazalara ve yakalanabilecekleri hastalıklara karşı bilgilendirilecek.
Sözleşmeyi imzalayan her üye, sözleşme hükümlerinin fiilen uygulanmasını sağlamak için özellikle caydırıcı ceza ve önlemler dahil, gerekli bütün önlemleri alacak.
“Zor bir faaliyet alanı”
Tasarının gerekçesinde, Türkiye’de sanayileşmeyle birlikte ortaya çıkan sosyo-ekonomik değişimler, altyapı ihtiyaçlarını tamamlama çalışmaları ve baraj, yol, köprü gibi yapıların inşasının hızla artmasının, inşaat sektörüne önemli bir boyut kazandırdığı belirtildi.
Bu sektörün, inşaat işlerinin geçici ve branşlaşmanın çok fazla olması, birden fazla alt işverinin çalışması gibi kendine ait özellikleriyle iş güvenliği ve sağlığı açısından zor bir faaliyet alanını oluşturduğu ifade edildi.
Tasarının gerekçesinde şöyle denildi:
“Tüm dünyada inşaat sektöründe ölümlü iş kazası oranının diğer sektörlere oranla hayli yüksek olduğu, inşaat işçileri arasında iş kazasına bağlı can kaybının diğer sektörlerdeki işçilere oranla ortalama 3 kat daha fazla olduğu ve 2 kat daha fazla yaralanma tehlikesiyle karşı karşıya oldukları kaydedilmektedir.
167 sayılı sözleşme, yapılan işe bağlı olarak meydana gelen yaralanma ve mesleki hastalıklar ile can kayıplarının önlenmesine yönelik olarak sosyal taraflarla istişare halinde inşaat işyerlerinde sağlık ve güvenliğin sürdürülebilir şekilde iyileştirilmesi ile inşaat sektörüne özgü risk ve tehlikelere karşı politika oluşturulması, bunun ülke ve işletme düzeyinde eyleme dönüştürülmesini öngörmektedir.”
Tasarı’nın gerekçesinde, 5 Haziran 1998 yılından beri yürürlükte olan Sözleşme’yi halen ILO’ya üye 185 ülkeden 29’unun onayladığı belirtilerek, maden işyerleriyle ilgili uluslararası standartları belirlediği, önleyici ve koruyucu tedbirler, işçilerin ve işçi temsilcilerinin hak ve yükümlülükleri ile işverenlerin sorumluluklarına ilişkin hükümleri içerdiği kaydedildi.
Maden işyerlerinde güvenlik ve sağlığa ilişkin risklerin ortadan kaldırılması veya en aza indirilmesine yönelik tedbirler alınması ve işçilerin güvenli ortamda çalışma haklarının sağlanmasının, Sözleşme ile işverenlere getirilen yükümlülükler arasında bulunduğu belirtildi.
Mevcut durum itibariyle maden sektörünün iş kazaları bakımından metal sektöründen sonra ikinci sırada yer aldığı ifade edilerek, “Maden sektöründe iş kazalarının azaltılması bakımında ülkelerin üretim potansiyeli, mevzuat yapıları ve güvenlik bilinci de büyük önem taşımaktadır. Ülkemizde madencilik sektöründe jeolojik etkenler nedeniyle yapısal olarak birtakım zorluklarla karşılaşılmaktadır. Bu zorlukların üstesinden gelinebilmesi için mevzuatta yapılacak düzenlemelerin yanı sıra teknoloji adaptasyonu ve güvenlik kültürünün yerleştirilmesi de oldukça önemlidir” denildi.
Sözleşme’nin Türkiye’nin iş sağlığı ve iş güvenliği mevzuatıyla genel olarak uyumlu olmakla birlikte bazı hususlarda farklılıklar içerdiğine işaret edilerek, düzenlemenin onaylanmasıyla sektör çalışanlarına uluslararası güvence daha kazandırılmasının amaçlandığı ifade edildi.
Sözleşme ne içeriyor?
Sözleşme’de, işveren, “bir maden işyerinde bir veya daha fazla işçi çalıştıran gerçek veya tüzel kişiyi ve duruma göre işletmeciyi, baş yükleniciyi, yükleniciyi veya alt yüklenici” olarak tanımlanıyor.
Sözleşme hükümlerinin bütün maden işyerlerinde uygulanması, yetkili makamın en fazla temsil yetkisine sahip ilgili işçi ve işveren kuruluşlarıyla istişareden sonra “ulusal mevzuat ve uygulamalar gereğince uygulanan koruma önlemlerinin Sözleşme hükümlerinin tam uygulanmasından doğacak korumadan daha aşağı olmadığı takdirde”, bazı maden işyerlerinin muaf tutulabilmesi öngörülüyor.
Üye ülke, maden işyerlerinde güvenlik ve sağlıkla ilgili tutarlı politika oluşturup yürürlüğe koyacak ve düzenli olarak bunları gözden geçirecek. Ulusal mevzuatta maden işyerlerinde yeterli bireysel kurtarıcı solunum cihazlarının sağlanması ve bunların sürekli bakımlı olarak bulundurulması, tehlikeli maddelerin ve zararlı atıkların güvenli biçimde depolanması, taşınması ve imha edilmesi, yeterli sayıda tuvalet ve yıkanmak, kıyafet değiştirmek ve yemek için yeterli tesislerin sağlanması ve bunların hijyenik koşullarda muhafaza edilmesi yükümlülüğü getiriliyor.
Maden işyerlerinde işverenlerin sorumlulukları ayrıntılı olarak düzenleniyor. İşverenler, güvenlik ve sağlığa ilişkin riskleri ortadan kaldırmak veya asgari düzeye indirmek için gerekli bütün önlemleri almakla sorumlu olacak. Güvenli işletim ve sağlıklı çalışma ortamı koşullarının sağlanması için maden işyerinin iletişim sistemi dahil elektrik, mekanik ve diğer ekipmanla donatılmasını, tasarlanmasını ve inşa edilmesini sağlayacak. Mümkün olduğu takdirde yeraltındaki her çalışma mahalli için her biri ayrı bir yolla yeryüzüne iki çıkış bulundurulması, girişe izin verilen yer altındaki bütün çalışma mahallerinde yeterli havalandırmanın sağlanması, yangın ve patlamaların başlamasının ve yayılmasının önlenmesi, tespit edilmesi ve mücadele amacıyla maden işlerine özgü uygun önlem ve tedbirleri alacak, işçilerin güvenliği ve sağlığı açısından ciddi tehlike ortaya çıktığında faaliyetlerin duruldurulmasını ve işçilerin güvenli yere tahliye edilmesini sağlayacak, ayrıca öngörülebilir endüstriyel ve doğal felaketlere karşı her maden işyerine özgü “Acil Eylem Planı” hazırlayacak.
İşçiler fiziksel, kimyasal ve biyolojik tehlikelere maruz kaldığında işveren; doğacak riskleri ortadan kaldırmak veya en aza indirmek için uygun önlemleri alacak ve kendilerine ücretsiz uygun koruma donanımı, gerekli giysileri ve diğer olanakları sunacak, bunların bakımını sağlayacak. İşçilere herhangi bir maliyet getirmeksizin güvenlik ve sağlıkla ilgili konularda ve kendilerine verilen işlerle ilgili yeterli eğitim ve yeniden eğitim programları ile anlaşılabilir talimatları verecek. İşveren; her vardiya süresince uygun gözetim ve denetimin yapılmasını, yeraltında bulunanların tümünün isimleri ile bunların bulundukları muhtemel mahallin nerede ve doğru olarak bilinmesini sağlayacak sistemi oluşturacak. İşveren, maden işlerine özgü sağlıkla ilgili tehlikelere maruz kalan işçilerin düzenli sağlık kontrollerini yaptıracak.
İki veya daha çok işverenin aynı maden işlerinde faaliyet gösterdiği durumlarda, maden işyerinden sorumlu işveren, işçilerin güvenlik ve sağlıklarıyla ilgili bütün önlemlerin uygulanmasını koordine edip işlemlerin güvenirliğinden öncelikli olarak sorumlu tutulacak. Bu durum, bireysel işverenleri işçilerinin güvenlik ve sağlıklarına ilişkin bütün önlemlerin uygulanması yükümlülüğünden kurtarmayacak.
Sözleşmede, işçilerin ve temsilcilerinin hak ve yükümlülükleri de yer alıyor. İşçiler; kazaları, tehlikeli durumları ve tehlikeleri işverene ve yetkili makamlara bildirmek, inceleme ve denetimlerin yapılmasını isteyecek ve sonuçlarını elde edecek, güvenlik ve sağlıkla ilgili konularda işverenle istişarede bulunacak, kendileri için ciddi tehlike oluşturan durumun mevcut olduğunu gösteren makul gerekçenin olması halinde işyerinden tamamen uzaklaşacak.