Vergi Usul Yasası’nın 30’uncu maddesinde yer alan tanımlamaya göre “Re’sen vergi tarhı, vergi matrahının tamamen veya kısmen defter, kayıt ve belgelere veya kanuni ölçülere dayanılarak tespitine imkân bulunmayan hallerde takdir komisyonları tarafından takdir edilen veya vergi incelemesi yapmaya yetkili olanlarca düzenlenmiş vergi inceleme raporlarında belirtilen matrah veya matrah kısmı üzerinden vergi tarh olmasıdır.” Bu bağlamda da vergi inceleme raporlarında Vergi Usul Yasası’nın 30’uncu maddesine göre belirlenen matrah ve matrah farkı re’sen takdir olunmuş sayılmaktadır.
Yasal düzenleme gereği olarak aşağıdaki hallerden herhangi birinin bulunması halinde, vergi matrahının tamamen veya kısmen defter, kayıt ve belgelere veya kanuni ölçülere dayanılarak tespitinin mümkün olmadığı kabul edilmektedir. Şöyle ki;
* Vergi beyannamesi kanuni süresi geçtiği halde verilmemiş bulunuyorsa
* Vergi beyannamesi kanuni veya ek süreler içinde verilmekle beraber beyannamede vergi matrahına ilişkin bilgiler gösterilmemiş ise
* Vergi Usul Yasası’na göre tutulması zorunlu olan defterlerin hepsi veya bir kısmı tutulmamış veya tasdik ettirilmemiş olursa veya vergi incelemesi yapmaya yetkili olanlara herhangi bir sebeple ibraz edilmezse
* Defter kayıtları veya bunlarla ilgili vesikalar, vergi matrahının doğru veya kesin olarak tespitine imkân vermeyecek derecede noksan, usulsüz ve karışık olması dolayısıyla ihticaca salih (sağlıklı bir inceleme yapmaya müsait) bulunmazsa
* Tutulması zorunlu olan defterlerin veya verilen beyannamelerin, genel durumu yansıtmadığına dair delil bulunursa
* Vergi Usul Yasası’nın mükerrer 227’nci maddesi uyarınca ‘Serbest Muhasebeci, Mali Müşavirlik ve Yeminli Müşavirlik Yasası’na göre yetki almış meslek mensuplarına imzalattırma mecburiyeti getirilen beyanname ve ekleri imzalattırmazsa veya tasdik kapsamına alınan konularda yeminli mali müşavir tasdik raporu zamanında ibraz edilmezse,
matrahın takdir yoluyla belirlenmesi zorunlu olmaktadır.
Vergi Usul Yasası’nın 30’uncu maddesinin 2’nci bendinde belirtilen vergi beyannamesinin yasal veya ek süreler içinde verilmemiş olmasına rağmen beyannamede vergi matrahına ilişkin bilgiler gösterilmemiş bulunuyorsa mükellefe takdir komisyonu tarafından 15 günden az olmamak üzere bir mühlet (süre) verilerek vergi matrahına ilişkin bilgileri vermeye ve tutmakla yükümlü olduğu yasal defterlerini ibraz etmeye davet olunur. Bu davet üzerine mükellefin kendisinden istenilen bilgileri verir ve yasal olarak tutmak zorunda olduğu defterlerini ibraz ederse, defter ve belgelerin ihticaca salih bulunması koşuluyla, mükellefe takdir olunacak matrah, defter ve belgelere göre tespit olunacak miktardan fazla olamaz.
Diğer yandan vergi beyannamesini yasal süresi geçtikten sonra vermiş olanlara, bu beyannamede gösterdikleri matrah üzerinden re’sen gerekli tarhiyat yapılır ve bu beyannameler re’sen takdir için takdir komisyonlarına sevk edilmez. Ancak; vergi incelemesine başlanılmasından veya takdir komisyonuna sevk edilmesinden sonra kendiliğinden verilen beyannameler için bu düzenleme geçerli değildir.
Yukarıda belirtilen hususlar çerçevesinde re’sen vergi tarhını gerektiren bir neden yanında ikmalen vergi tarhını da gerekli kılan bir durum mevcut ise re’sen takdir sonucu beklenmeksizin gerekli ikmal tarhiyatı yapılır. Böyle bir durumun varlığında “re’sen takdir” sırasında ikmal tarhiyatına dayanarak teşkil eden matrah farkı nazara alınmışsa vergi tarhı sırasında evvelce tarh edilmiş olan vergi indirilir.
Vergi Usul Yasası’nın 34’üncü maddesi gereği olarak ikmalen ve re’sen tarh edilen vergilerin hukuken işlem konusu yapılabilmesi için ilgililere mutlaka ihbarname ile tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Vergi Usul Yassı’nın 114’üncü maddesinin 2’nci fıkrasında matrah takdiri için takdir komisyonlarına başvurulması zamanaşımını durduran bir neden olarak kabul edilmiştir. Ancak bu düzenleme (hüküm) Anayasa Mahkemesi kararı ile iptal edilmiş olup, 6009 sayılı ‘Gelir Vergisi Kanunu ile Bazı Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 8’inci maddesiyle Vergi Usul Yasası’nın 114’üncü maddesinin ikinci fıkrasında yapılan değişiklikle takdir için takdir komisyonlarına sevk edilen olaylarda zamanaşımını kesen sürenin her hal ve takdirde bir yıldan fazla olmayacağı hususu hükme bağlanmıştır.
Sözü edilen yeni düzenlemenin gerekçesinde de ifade edildiği üzere, “Anayasa Mahkemesi’nin 08.01.2010 günlü Resmi Gazete’de yayımlanan 2009/146 sayılı kararı ile Vergi Usul Yasası’nın 114’üncü maddesinin ikinci fıkrası vergilemede belirlilik, yasallık ve hukuk devleti ilkelerine aykırı olduğu gerekçesiyle iptal edilmiştir. Bu nedenle yapılan yeni düzenleme ile matrah takdiri için takdir komisyonuna başvurulmasında zamanaşımının durmasına yönelik sürenin bir yılı geçmemesi sağlanmış bulunmaktadır.
Yapılan yeni düzenleme ile Anayasa Mahkemesi’nin gerekçeli kararında ifade edilen takdir konularında belirsizlik ortadan kaldırılmakta ve zamanaşımının durması bir yıllık süre ile sınırlandırılmış olmaktadır.
Kaynak:Veysi SEVİĞ/Referans/20.8.10